15 Şubat 2012 Çarşamba

Kozmetik Ürünlerinde Tasarruf

* Ojelerin çok çabuk kuruyor, kullanılmaz bir hale geliyorsa, ojenin iç kısmına birkaç damla aseton damlat, eskisi gibi sürmeye devam et!

*Hem göz kalemi hem de kaş kalemi alarak masraf etmene hiç gerek yok. Kaş rengine göre alacağın koyu kahve rengi ya da siyah kalemi, iki bölge için de kullanabilirsin.

* Şu baş belası sivilcilerin çaresi, öyle düşündüğün gibi pahalı ilaçlar kullanmaktan geçmiyor. Ame eğer öyle diye iddia etmekte ısrarlıysan da, pahalı ürünlerin içeriğindeki maddelere bakarak, aynen bu maddelerin bulunduğu daha uygun fiyatlı ürünleri alabilir, gönül rahatlığı ile sivilcelerinle hesaplaşabilirsin.

* Maskaranın kökünü mü kuruttun? Hemen yeni bir tane edinmek yerine, ağzını sıkıca kapattığın maskaranı birkaç dakikalığına kaynar suyun içine koy. bu işlem, maskaranın içinin yumuşamasına ve senin de kurumuş olan maskaradan faydalanmana yardımcı olacaktır.

*Bayılarak sürdüğün krem allığın bitti mi? O halde bir süreliğine pembe ya da şeftali tonlarındaki rujlardan yararlanmayı dene. İhtiyacın olduğunda yanaklarına hafifçe sür ve güzelce dağıt. İnan, kimse farkı fark etmeyecek.

* Ojelerinin hemen kurumasından şikayetçi misin? O halde bundan sonra annene buzdolabında ojelerin için de bir bölme ayırmasını rica et.

* Pedikürünü, manikürünü bir güzellik salonunda yaptıracağına, evde kendin yap.

Zamandan Tasarruf Sağlayan 5 Web Uygulaması

Bu haftadan itibaren bilgi teknolojileri alanındaki gelişmelere kıyısından bucağından göz atacağız. İnternet ve bilgisayar denince birçok kullanıcı açısından yararlı olabilecek gözlem ve notlarımızı aktaracağız.

90'ların başında, evde ilk bilgisayarımın başında "nasıl oluyor da oluyor" merakıyla kodlar ve programlarla uğraşırken başıma dikilen eski eşimin söylediği bir sözü hiç unutmuyorum: "Ne uğraşıyorsun böyle şeylerle çoluk-çocuk gibi!"

Aslında, gazetecilik mesleğine parmak eklemlerini sızlatan daktilolarla adım atmış bir kuşağın temsilcisi olarak ona hak vermem gerekirdi.

Ancak merak her zaman bende galip geldi.

Aradan 20 yıl ancak geçti. Bilgisayar ve internet, bildiğimiz, kanıksadığımız pek çok şeyi değiştirdi. Değişim daha da hızlanarak devam edecek. Bugün bulunduğumuz noktaya 10 yıl sonra geri dönüp baktığımızda „ne günlerdi" diyeceğiz.

Bu haftadan itibaren bilgi teknolojileri alanındaki gelişmelere kıyısından bucağından göz atacağız.

Havanda su dövmeyecek, boş laf üretmeyecek, ahkam kesmeyeceğiz.

İnternet ve bilgisayar denince birçok kullanıcı açısından yararlı olabilecek gözlem ve notlarımızı aktaracağız.

Açılışı birbirinden yararlı 5 web uygulamasını tanıtarak başlıyoruz:

Evernote.com, bir nevi zamane not kağıdı, kendilerinin deyimiyle "sanal hafızanız". Ceplerde akıllı telefonlar, çantalarda diz üstüler, evlerde diğer cihazlar olmak üzere çepeçevre sanal kuşatmaya alındığımız bu devirde evernote'un özelliği, platformlara ve işletim sistemlerine bağlı olmaksızın verilerinizin senkronizasyonunun sağlanması... Metin, görüntü ve ses dosyası şeklindeki notlarınıza yalnızca e-postanız ve tarayıcı arayüzünüzden değil, akıllı telefonunuz ve PDA cihazınız üzerinden de erişebiliyorsunuz. İşin güzel yanı, başta Firefox, Safari ve Google Chrome olmak üzere belli başlı tarayıcılar için eklentilerinin de geliştirilmiş olması... Aylık 50 Mb'lık kotayı aşmadığınız sürece evernote'u ücretsiz kullanabiliyorsunuz.

Dropbox.com son dönemde hayli ilgi toplayan online depolama ve yedekleme hizmetlerinden. 2 Gb alanın ücretsiz olarak emrinize verildiği kısa üyelik işleminden sonra bilgisayarınızda bir dropbox klasörü oluşturuyor, bu klasörün içine sürüklediğiniz metinden fotoğrafa her türlü veri, platformdan bağımsız olarak internete bağlı herhangi bir cihazdan erişilebilir hale geliyor. Dropbox'taki verilerinize Windows, Linux ve Mac işletim sistemine sahip ayrı ayrı bilgisayarlar üzerinden ulaşabilir, yapacağınız değişiklikler her cihaz için geçerli olacaktır. Dropbox, yeni üye ve arkadaşlar getirmeniz halinde sizi 250 Mb ek alanla ödüllendiriyor. Ücretsiz kullanıcı en fazla 5 Gb ile sınırlanmış.

İnternet birçok şeyi kolaylaştırmış olabilir, ama her geçen gün bir yenisi eklenen şifrelere sahip çıkmak, koruyup-kollamak, üstüne üstlük ihtiyaç duyulduğunda hatırlamak, zaman zaman herkesi daraltıyor. Burada kullanıcı adı ve şifre saklama programları gündeme geliyor. İşte bu alanda üretilen birçok ücretli programa çok iyi bir alternatif: KeePass. Açık kaynak kodlu olması KeePass'ın güvenilirliğini daha da artırıyor; dünyanın dört bir yanından gönüllü yazılımcılar KeePass üzerinde çalışıyor. Windows, Mac, Linux işletim sistemlerinin yanı sıra Android'den iPhone'a hemen bütün akıllı telefonlarda çalışıyor. Belki de en güzel yanı, şifre ve kullanıcı adlarının kriptolu olarak saklandığı KeePass belgesinin dropbox.comaracılığıyla saklandığında her cihazınızdan erişilebilir hale gelmesi.

Ücretsiz web ofis sistemi denince Google Docs'u hatırlayanlara iyi bir alternatif: zoho.com. Hem Google'ın çaresiz kaldığı docx gibi formatları açabiliyor, hem de bazı belgelerde "bu biraz fazla büyük, beni aşar" diye nazlanmıyor. Son derece kullanışlı bir ara birimle belgelerinizi düzenlemenizi, yeni belgeler üretip cihazınıza kaydetmenizi sağlıyor. Zoho.com'a ücretsiz üyelik 1-2 dakikayı buluyor. Ama o kadar vakit ayıramayanlar için google ya da yahoo kullanıcı adı ve şifresiyle giriş de mümkün.

Ve son olarak bir web ofis uygulaması daha: Prezi.com. Powerpoint imzalı, birbirine benzer "seri üretim" gösterilerden sıkılanlara önerilir. Ücretsiz. Üyelikten sonra kullanım için video tutoriallara 5-6 dakika zaman ayırmakta yarar var.

Vazgeçilmez bulduğunuz uygulama ve hizmetler varsa bildirin, onları da tanıtalım.(NH/EÜ)

Türkiyenin su kaynakları

Dünyadaki toplam su miktarı 1,4 milyar km3 tür. Bu suyun % 97′si denizlerde ve okyanuslardaki tuzlu sulardan oluşmaktadır. Geriye kalan yalnızca % 2′si tatlı su kaynağı olup çeşitli amaçlar için kullanılabilir olduğu belirlenmiştir. Dünyadaki toplam suyun yaklaşık yılda ortalama 500.000 km3′ü denizlerde ve toprak yüzeyinde meydana gelen buharlaşmalar ile hidrolojik çevrim içerisinde yağmur ve kar olarak tekrar yeryüzüne düşmektedir.

Dünya yüzeyine yağışla düşen su miktarı yılda ortalama yaklaşık olarak 100.000 km3 olup bunun, 40.000 km3′ü akışa geçerek nehirler vasıtasıyla denizlere ve kapalı havzalardaki göllere ulaşmaktadır. Bu miktarın da 9.000 km3′ü ise teknik ve ekonomik olarak kullanılabilir durumdadır.

Kullanılabilir suyun dengeli dağıldığını söylemek çok zordur. Bu nedenledir ki günümüzde dünya nüfusunun 1/3′ü yeterli ve sağlıklı su kaynaklarına sahip olamadıkları için su sıkıntıları yaşamaktadırlar

Bugün pek çok insan tatlı su kaynaklarının, dünyada insanlığın yararına sunulmuş sonsuz bir doğal kaynak olduğunu düşünmektedir. Oysa, sonlu bir doğal kaynak olan tatlı su, yaşayan bir gezegen olan dünyamızın vazgeçilmez bir parçasıdır.

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli

Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış642,6 mm
Ortalama yıllık yağış miktarı501,0 km3

Türkiye göller ve nehirlerinden oluşan tatlı su kaynaklarına sahip olmasına rağmen, sanıldığı gibi su zengini bir ülke değildir. Aksine, gerekli önlemler alınmadığı taktirde yakın gelecekte su sorunları yaşamaya aday bir ülke konumundadır.

Türkiye’de; kuraklıklar ve diğer nedenler yüzünden mevcut su kapasitesinde azalmalar görülmektedir. Bunun başlıca nedenleri ise; topografyadaki düzensizlikler sebebiyle kaynakların kontrol edilemeyişi, yağışların ve kaynakların bölgelere göre dengesiz dağılımı, su kaynaklarının bütüncül havza bazında yaklaşımlarla uzun vadeli planlamalar yerine bölgesel, bağımsız ve kısa vadeli projelerle kullanıma açılması girişimleridir.

2.1 Yerüstü Su Kaynakları

Tablo-2: Türkiye’nin Yerüstü Su kaynakları

Yıllık yüzey akış miktarı186,00 km3
Yıllık yüzey akış/Yıllık yağış miktarı37%
Yıllık tükenebilir su miktarı95,00 km3
Fiili yıllık tüketim32,41 km3

Türkiye’nin yağış rejimi mevsimlere ve bölgelere göre çok büyük farklılık göstermekte olup, yıllık ortalama yağış 642,6 mm.dir. Bu da yılda ortalama 501 km3 suya karşılık gelmektedir.

Bu miktarın 274 km3′ünün toprak ve su yüzeylerinden ve bitkilerden olan buharlaşmalar yoluyla atmosfere geri döndüğü; 41 km3′ünün yüzeyden sızmalar suretiyle yeraltı suyu rezervlerini beslediği; 186 km3′ünün ise çeşitli büyüklükteki akarsular aracılığı ile denizlere, kapalı havzalardaki göllere boşalmak suretiyle akışa geçtiği kabul edilmektedir. Ayrıca, komşu ülkelerden doğan akarsular ile yılda 7 km3 suyun ülkemiz su potansiyeline dahil olduğu göz önüne alındığında, toplam yenilenebilir tatlı su potansiyelimiz brüt 234 km3 olmaktadır.

Halihazırda teknik ve ekonomik anlamda tüketilebilecek yerüstü ve yeraltı suyu miktarının 110 km3 olduğu belirlenmiştir. Bu miktarın 95 km3′nün yurt içinden doğan akarsulardan; 3 km3 ünün yurt dışından ülkemize ulaşan akarsulardan 12,3 km3ünün ise yeraltı suyundan sağlanabileceği kabul edilmektedir.

Türkiye’nin kişi başına düşen su potansiyeli (2000 yılı nüfus sayımının kesin olmayan sonuçlarına göre Türkiye nüfusunun 65 milyon kabulü ile 3600 m3 iken, kullanılabilir su varlığı bakımından kişi başına düşen su miktarı 1692 m3′dür. Ülkemizin, kişi başına düşen kullanılabilir su varlığı bakımından diğer bazı ülkeler ve dünya ortalaması ile karşılaştırıldığında, su kisiti bulunan ülkeler arasında yer aldığı görülmektedir.

Günümüzde bir ülkenin su zengini sayılabilmesi için yılda ortalama kişi başına 10.000 m3 su potansiyeline sahip olması gerektiği kabul edilmektedir. Oysa Türkiye ‘kişi başına düşen su potansiyeli açısından da (3600 m3) bu değerin oldukça gerisindedir. Bu rakamlar da göstermektedir ki ülkemiz sınırlı miktarda su varlığına sahiptir.

Devlet istatistik Enstitüsü (DİE) verilerine göre 2025 yılında nüfusumuzun 80 milyon olacağı hesaplanmaktadır. Bu durumda 2025 yılı için kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının 1 375 m3′e düşeceği söylenebilir. Mevcut büyüme hızı, su tüketim alışkanlıklarının değişmesi gibi faktörlerin etkisiyle su kaynakları üzerine olabilecek baskıları tahmin etmek mümkündür. Ayrıca tüm bu tahminler mevcut kaynakların 25 yıl sonrasına hiç tahrip edilmeden aktarılması durumunda geçerli olabilecektir. Dolayısıyla Türkiye’nin gelecek nesillerine sağlıklı ve yeterli su bırakabilmesi için kaynaklarını çok iyi koruyup, akılcı kullanması gerekmektedir.

Türkiye 26 adet hidrolojik.havzaya ayrılmıştır. Tablo 3 ‘de de görüleceği gibi havzaların verimleri son derece farklı olup, Fırat-Dicle havzalarının toplam ülke potansiyelinin yaklaşık %28,5′ ine sahip olduğu görülmektedir.

Şekil-1 : Akarsu Havzalarının Ortalama Yıllık Akış Miktarları

Türkiye’de hali hazırda kullanılabilir yerüstü su potansiyelinin %33.15′inden faydalanılabilmekte olup, % 66.85′i henüz kullanıma sunulamamıştır.

Tablo-3: Akarsu Havzalarının Yıllık Ortalama Su Potansiyeli ve Verimleri

Havza AdıOrtalama yıllık akış (km3)Potansiyel OranıOrtalama yıllık verim (1/s/km2)
Fırat Havzası (x)31.6117.08.3
Dicle Havzası (xx)21.3311.513,1
Doğu Karadeniz Havzası14.908.019.5
Antalya Havzası11.65.924.2
Batı Karadeniz Havzası9.935.610.5
Batı Akdeniz Havzası8.934.812.4
‘Marmara Havzası8.834.511.0
Seyhan Havzası8.14.312.3
Ceyhan Havzası7.183.910.7
Kızılırmak Havzası6.483.32.6
Sakarya Havzası6.403.43.6
Çoruh Havzası6.303.410.1
Yeşilirmak Havzası5.803.15.1
Susurluk Havzası5.432.97.2
Araş Havzası4.632.55.3
Konya Kapalı Havzası4.522.42.5
Büyük Menderes Havzası3.301.63.9
Van Gölü Havzası2.391.35.0
Kuzey Ege Havzası2.91.107.4
Gediz Havzası1.951.13.6
Meriç-Ergene Havzası1.330.72.9
Küçük Menderes Havzası1.190.65.5
Asi Havzası1.170.63.4
Burdur Gölleri Havzası0.500.31.8
Akarçay Havzası0.490.31.9
TOPLAM186.05100.0

(x) Fırat nehri ana kol yıllık akışı 30.25 km3′dür.

(xx) Dicle nehri ana kol yıllık akışı 16.24 km3′dür

2.2 Yeraltı Su Kaynakları Tablo-4:Türkiye’nin Yeraltı Su Kaynakları

Yıllık çekilebilir yeraltı suyu rezervi (yillikjjüvenilir verim)

Yıllık çekilebilir yeraltı suyu rezervi (yillikjjüvenilir verim)
1 2,300 km3
DSİ’ ce tahsis edilen yıllık miktar
9,650 km3
Fiili yıllık tüketim
6,000km3

Yeraltına sızan suların önemli bir bölümü Türkiye’nin kıyı kesimlerindeki dağlık bölgelerde yaygın yeraltı suyu rezervuarı oluşturmadan denizlere boşalmaktadır. Bununla beraber yeraltı suyu potansiyelini belirleyebilmek için 342 ovada hidrojeolojik etütler yapılmış ve, 12,300 km3 potansiyele sahip “Emniyetli Yeraltı suyu İşletme Rezervi” tespit edilmiştir.

1960 yılında yürürlüğe girmiş olan 167 sayılı “Yeraltı suları Hakkında Kanun” hükümlerine göre Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü yurdumuzdaki yeraltı sularının araştırılması, kullanılması, korunması ve tescili işlemlerinde görevlendirilmiştir. Bu göreve istinaden Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü bir yandan yeraltı suyu etüd çalışmalarını sürdürmekte, diğer yandan tespit ettiği yeraltı suyu işletme rezervlerini çeşitli amaçlı kullanımlara açmaktadır. Bu amaçla Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü yurdumuzdaki 12,3 km3 emniyetli yeraltı suyu işletme rezervinin bugüne kadar 3,51 km3′ ünü devlet eliyle yapılan sulamalarda, 4,42 km3′ünü içme-kullanma ve sanayi suyu ihtiyaçlarında ve 1,72 km3′ ünü ise münferit özel sulamalarda olmak üzere toplam 9,65km3′ ünü tahsis etmiştir. Ayrıca DSİ’ ce izin verilmeden açılarak kullanıma sunulan çok sayıda kuyu da mevcuttur.

Yerüstü suyu imkanı olmayan bölgelerde yeraltı suyu kaynaklarına ilgi her geçen gün artmakta ve kullanımı yaygınlaşmaktadır. Çeşitli amaçlı özel kullanımların yanı sıra Devlet Su işleri ve Köy Hizmetleri Genel Müdürlüklerince yapılan çalışmalar sonucunda, 1999 yılı sonu itibarıyla 420.706 ha arazi yeraltı suyundan sulamaya açılmış durumdadır. Ayrıca başta İzmir, Antalya, Şanlıurfa, Diyarbakır olmak üzere bir çok ilimizin ve irili ufaklı birçok yerleşim yerinin içme-kullanma suyu ihtiyacı yeraltı suyundan karşılanmaktadır.

Devlet Su işleri Genel Müdürlüğünce planlama kademesinde hidrojeolojik etüt çalışmaları tamamlanmış sahalar dışında; sulama, içme-kullanma ve sanayi suyu ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla münferit hidrojeolojik etüt çalışmaları da yapılmıştır.

Ülkemizde halihazırda kullanılabilir, iyi nitelikli yer altı su potansiyelinin %78,45′inden faydalanılabilmekte olup, %21,55′i henüz kullanıma sunulamamıştır.

PRATİK SU TASARRUF YÖNTEMLERİ


Evlerde suyun % 35'i banyoda, % 30'u tuvalette, % 20'i çamaşır ve bulaşık yıkamada, % 10'u yemek pişirme ve içme suyu olarak, % 5'i ise temizlik maksadıyla kullanılmaktadır. Su sağlıktır ve ekonomik bir değerdir. Bu değerleri korumak için aşağıdaki kurallara uymalıyız:

Su kaynaklarının kirletilmemesine özen göstermeliyiz.
Mümkün olduğunca suyu boş yere akıtmamalıyız.
Musluklarımızı, sifonlarımızı, daima bakımlı tutmalı. Bozuk olanları hemen tamir ettirmeliyiz. Her saniye bir damla damlayan musluk, yılda 1 ton su harcar.
Sifonu gereksiz yere çekmemeliyiz. Sifonun bir kez çekilmesi ile 10 lt su harcanır. Dört kişilik bir ailenin fertleri günde bir kez sifonu amacı dışında çekerse, yılda 16 ton su harcamış olur. Rezervuara, su dolu 1,5 litrelik pet bir şişe yerleştirin. Bu basit önlemle, yılda 2 ton su tasarrufu sağlanabilir.
Klozetlerin baskları çoğunlukla su kaçırmaktadır, bu nedenle baskların bakımını yaptırmalıyız.
Diş fırçalarken, tıraş olurken, ellerimizi yıkarken suyu kapamalıyız. Bu işleri yaparken musluğu ihtiyacımız olduğu kadar açmalıyız. Kullanılmadığı halde açık bırakılan su harcaması, yılda kişi başına ortalama 12 tondur.
Musluklarda ve duş başlıklarında su akışını azaltan, ancak su basıncını arttıran yeni sistemleri kullanmalıyız.
Küvette yıkanma yerine kovadan veya ekonomik başlığa sahip duşla yıkanmayı tercih etmeliyiz. Bir duşta ortalama 50 litre su, bir küvetli banyoda 150 litre su tüketilir.
Bulaşıkları elde değil bulaşık makinesinde yıkamalıyız. 4 kişilik bir aile günlük bulaşığını elde yıkarsa, ortalama 84-126 litre su harcar. Oysa bulaşık makinesi aynı bulaşığı sadece 12 litre su ile yıkar. Bu da bir yılda ortalama 26-40 ton su tasarrufu demektir. Çamaşır makinelerimizi tam doldurmadan çalıştırmayalım ve kısa programları tercih edelim.
Bulaşık makinesi olmayanlar suda kolay çözünürlüğü olan bulaşık deterjanlarını tercih etmeli, bulaşıkları durularken suyun diğer bulaşıkların üzerine akmasına özen göstermeliyiz.


Kapı önü, balkon, merdivenler, teras gibi yerlerin temizliğinde hortumla su tutmak yerine süpürge kullanmalı veya kova ve sünger kullanarak temizlemeliyiz. Bu bize en az 3/4 oranında su tasarrufu sağlar. Hortumla yıkama, yaklaşık 550 litre su kullanımı demektir.
Sebze ve meyveler su dolu bir kapta biraz bekletilip yıkanırsa çok daha az su tüketilir. 4 kişilik bir aile bu yöntemle yılda ortalama 18 ton su tasarruf edebilir.
İçme suyu dışındaki suları birkaç kez kullanmaya çalışabiliriz. Sebze ve meyveleri yıkadığımız suyla çiçekleri ve bahçeyi sulamalı, temizlik yapmalıyız.
Bahçe sulamak için buharlaşmanın az olduğu sabah ya da akşamüstü saatlerini tercih etmeliyiz.
Yapılan bahçe sulamasından azami yararlanmak için uygun sulama yöntemi, sulama zamanı, uygulanacak sulama suyu miktarının doğru olarak belirlenmesi gerekir. Bu gereksiz su kaybını önleyeceği gibi, bilinçsiz sulamadan dolayı bahçemizdeki çiçeklerin, yeşillerin ve ağaçların yok olmasını önler. Toprağı, bitkiyi, iklimi izlemesini bilen uzmanlardan yararlanmalıyız.

Su sayaçları ve apartman altındaki su kolektörlerini tamir ettirerek sağlam hale getirilmesi veya yenilenmesi, yine binalardaki hidrofor tankları şamandıralarının tamir ettirilmesi su kaybını önler.
İzin almadan su kuyusu açmamalıyız. Bu durum yeraltı su seviyesinin düşmesine ve su rezervlerinin azalmasına neden olmaktadır. Kuyulardan aşırı su çekimlerine fırsat vermemeliyiz.
Kaçak Su kullananlara fırsat vermemeliyiz. Kaçak Su kullananlar sizin suyunuzu çalıyor demektir. Bunu siz daha kolay önleyebilirsiniz. İhbarlarınızı Alo 185’e bildiriniz.
Sanayiciler ve İşletmeciler arıtma tesislerinizi olması gerektiği gibi çalıştırınız. Arıtma tesisi olmayanlar mutlaka kurunuz.
Küresel ısınmanın ve kimyevi gübrelerin toprakta tuzlanmayı arttırıcı etkileri olduğundan, normal yıllarda kullanılan gübre miktarından daha az gübre kullanın.
Caddenizdeki, sokağınızdaki su patlaklarını, su sızıntılarını Alo 185 ‘e bildirelim.


Su Kesintisi Durumunda Dikkat Edilecek Hususlar:

Su kesintileri nedeniyle yeterli su sağlanamaması, hava sıcaklıklarının artmasıyla çeşitli mikroorganizmaların üremelerinin hızlanması ve hijyen kurallarına uyulmaması hastalıklara neden oluyor.

Su sıkıntısı nedeniyle vücudun, yiyecek maddelerinin ve giysilerin yeterince temizlenememesi de hastalıkların yayılma ihtimalini artırabilmektedir. Kitle iletişim araçları ile susuzluk sıkıntısı yaşanacağı açıklandıkça, insanlar evlerine ve iş yerlerine su depoları yaptırmakta, evde çeşitli kaplar içinde su biriktirmeye başlamaktadırlar. Ancak, suların depolanmasında ve depo veya çeşitli kaplarda bekletilen suların kullanılmasında hijyen kurallarının uygulanması gerekmektedir.

Sular kesildiğinde muslukların kapalı olmasına dikkat edilmeli, tercihen su vanaları kapalı tutulmalıdır.
Şebeke dışında güvenli olmayan bir kaynaktan temin edilip, içmek veya yemek yapmak amacıyla depolanacak sular mutlaka 10 dakika kaynatıldıktan sonra üzeri kapalı bir şekilde saklanmalıdır.

Renk ve kokusunda herhangi bir değişiklik meydana gelen sular kesinlikle kullanılmamalıdır.
Enfeksiyonların önlenmesi açısından meyve ve sebzelerin yıkandığı, gıdaların temas ettiği suyun temiz olması çok önemlidir. Bunun için klor solüsyonları kullanılabilir. Bu yoksa meyve ve sebzeler, içine limon suyu ya da sirke damlatılmış 1 litre suda bekletildikten sonra tüketilebilir.
Suyun saklandığı kaplar temiz olmalı, su dolu plastik kaplar güneşte bekletilmemelidir.
İhtiyaçtan fazla su depolanması yapılmamalı, çünkü özellikle plastik depolarda bekletilen su sıcağın da etkisi ile bozulmaktadır.
Damacanalardan su almak için kullanılan pompalar, 15 günde bir %1 'lik klorlu su içerisinde 30 dakika bekletilmeli ve içerisinden %1 'lik klor solüsyonu geçirilmelidir.
Evde depolanmış sularda bebeklerin ve çocukların boğulma tehlikesine karşı gerekli tedbirler alınmalıdır.
Su depoları zaman zaman temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir.

Deposu olan, sadece su kesintisi olduğunda değil, bir devridaim sistemi vasıtasıyla sürekli kullanılmalı ve bu sayede depodaki suyun tazelenmesi sağlanmalıdır.
Şebeke suyu bulunmayan bölgelerde tüketilecek içme ve kullanma suları mutlaka klorlanmalı, dezenfeksiyon için damlalıklı klor solüsyonu veya klor tabletleri kullanılmalıdır.
Şebeke suyunun kullanılamadığı durumlarda içme suyu olarak Sağlık Bakanlığı'nca ruhsatlandırılmış ambalajlı sular kullanılmalıdır.
Su kesintisinin ardından şebekeye verilen su berraklaşıncaya kadar musluktan akıtılmalı ve daha sonra kullanılmalı. Su berraklaşıncaya kadar akıtılan sular kaplarda biriktirilip ev içindeki çiçeklerin sulanmasında veya ev temizliğinde kullanılmalıdır.
Belediyeden izinsiz su satışı yapan su tankerlerden içme suyu kesinlikle alınmamalıdır

Tasarruf İle İlgili Atasözleri

Kazanç ne kadar çok olursa olsun, tutumlu davranılmazsa para biriktirilemez »

En ucuz enerji, tasarruf edilen enerjidir

Üretimde süreklilik, enerjide tutumla olur

Yaya gidilecek yere otomobille gitmeyelim

Enerji daha güçlü atılımlar için birikimdir

Damlaya damlaya göl olur

Gereksiz harcanan enerji, kaybedilen emektir

Herhangi bir insan, zamanını nasıl sarf edeceğini düşünür, akıllı bir insan nasıl tasarruf edeceğini düşünür

Biriktirmekten sahip olunur

Çullarini yama yüzyil giyersin

Ihtiyaç duymadigini alirsan, kendinden satarsin

Herhangi bir insan, zamanını nasıl sarf edeceğini düşünür, akıllı bir insan nasıl tasarruf edeceğini düşünür

İşten artmaz, dişten artar

Yakıt tasarrufu için yoğun trafikte nasıl araba kullanmak gerekir?

İleri Sürüş Teknikleri Uzmanı
Yakıt tasarrufu sağlamak için öncelikle trafiğin yoğun olduğu saatlerde trafiğe çıkmamak tabii ki temel prensip. Gideceğimiz istikamete doğru, boş olduğunu bildiğimiz yan yollar varsa kullanmakta yarar var.

Dur kalk tüketimi artırır

Erken saatlerde yola çıkmak benzin tasarrufunun birinci maddesi olarak gündeme gelebilir. Trafiğin daha sakin olduğu yolları seçmenin yanı sıra, dur kalk yapmamak, sık sık vites ve şerit değiştirmemek de yakıt tasarrufunu sağlayacak en önemli etkenler.

Her dur kalkta devir saati yükseleceğinden yakıt tasarrufu da söz konusu olmayacaktır. Özellikle şerit değiştirirken gaza ve frene sık sık basma ve bırakmak, aracın hızını sürekli azaltıp artırmak benzin tasarrufunu göz ardı edeceğimiz bir kullanış şeklidir.

Boşta gitmek çözüm değil

Yokuş aşağı inerken veya aracımız hareket halindeyken vitesi boşa almak bize kesinlikle benzin tasarrufu sağlamıyor çünkü yeni nesil araçlarda ayağınızı gazdan kaldırdığınız zaman, araç sizin yapacağınız benzin tasarrufunu kendisi otomatik olarak sağlıyor.

Yani aracınızı boşa atarsanız, benzin tasarrufu yerine benzini harcamaya devam ediyorsunuz demektir.

Taksicilerden, oto sahiplerine yakıt tasarrufu önerisi

Özellikle yaz aylarında tatil yolculuklarının da etkisiyle araç kullanımının artması, yakıtta tasarrufu gündeme getiriyor.

Akaryakıt fiyatlarının yüksek olması nedeniyle birçok sürücü, araçlarına yakıt düşürücü cihazlar takarken bazıları da kullanımda dikkat edilmesi önerilen küçük detaylarla tasarruf sağlamaya çalışıyor.

Yakıtta tasarruf ve otomobil kullanımının incelikleri denilince akla ilk taksiciler geliyor. Taksiciler de zaman zaman yakıtta tasarruf için arayışlara girebiliyor.

Birleşik Taksiciler Derneği de kendilerinden sıklıkla talep edilmesi üzerine ”yakıtta tasarruf için 10 ipucu” başlığı altında üyelerine önerilerde bulunuyor.

Birleşik Taksiciler Derneğinin yakıtta tasarruf için 10 ipucu şöyle:

”Aracınızı makul bir hızda kullanın, ani frenden ve ani hızlanmalardan kaçının.

Vitesi, aracınız hız kazanmaya başlar başlamaz yükseltin.

Aracınızın motorunu ve yağını kontrol ettirin, en küçük bir problem için bile gecikmeden servise gidin.

Lastiklerinizin hava basıncını düzenli olarak kontrol edin.

Aracınızda gereksiz yük-eşya bulundurmayın.

Gerekmedikçe klimanızı açık tutmayın.

Özellikle yüksek hızda seyrederken, aracınızın camlarını kapalı tutun.

Aracınızda mutlaka öneriler tipte motor yağı kullanın.

Otoyolda aracınızı sabit bir hızda kullanın.

Çok yoğun ve ilerlemeyen trafikte aracınızın motorunu durdurun.”

AA