13 Eylül 2009 Pazar

Aracinizla ilgili jant secimi --Gorsel Modifikasyon--

merhaba arkadaslar.
jant ile ilgili sitelerde dolasirken rastladim.yabanci bir site.
almak istediginiz janti aracin ustunde gorebilmeniz icin mukemmel bir program.buna benzer bir kac tane daha var ama en kapsamlisi bu.
photoshop bilmeyen arkadaslarim icin yararli olacagini dusunuyorum.

http://www.elektrony.cz

bu siteye girerek en ust sol tarafta "moje auto je" seceneginden ve onun altindaki secenekten aracinizin marka ve modelini belirleyiniz.(cok genis bir arsiv var sitede.eski-yeni neredeyse her arac var).daha sonra hemen altindaki secenekten jant boyutunu seciniz.(15"-16"-17"...)
en sonunda ise aracinizin fotograflari cikiyor.ordan fotonun uzerine tiklayaniz.
sonra araciniz ve jant modelleri cikiyor.jantin ustune tiklayarak aracinizda nasil durdugunu gorebilirsiniz.

ben bir kac tane jant modeli denedim.sizlere de sorayim.
passatta yakismis mi bu jantlar?ne dersiniz?

bu jant benim cok hosuma gitti.nasil durmus sizce?jantlarin hepsi 17"

Lpg,Otogaz Arızaları ve Problemleri

LPG kontrolüne geçmeden önce araç benzinde çalışırken herhangi bir problem var mı bakılmalıdır.şayet benzinde problem yoksa LPG ile alakalı problem çözülmeye çalışılmalıdır.Benzinde problem varken LPG’deki problemi çözmenin imkanı yoktur.Genellikle benzindeki problem çözüldüğünde OTOGAZ ‘daki problemlerin de % 99 ’ u ortadan otomatikman kalkmaktadır. Araçta mevcut olup da benzin sisteminde tam olarak kendini hissettirmeyen problemler,LPG kullanırken çok net olarak görülebilmektedir.
ARAÇ LPG ’DE ÇOK YAKIYORSA

Aracın benzini yakışı kontrol edilir.Benzinde çok yakıyorsa,problem

benzin sistemindedir.Boşuna OTOGAZ sisteminde problem aranmamalıdır. Benzinde problem halledildiğinde, büyük bir ihtimalle LPG ’deki problem de otomatikman ortadan kalkacaktır.Benzin sisteminde tüm problemler halledildikten sonra LPG kontrolüne geçilmelidir.Unutulmamalıdır ki ;benzinde problem varken LPG ’ deki problemi çözmek mantıken doğru değildir.

* Aracın benzinde gaz analiz değerleri iyi değilse problem benzin sistemindedir.Dolayısı ile bu problem ortadan kaldırılınca LPG ’deki problemlerin çoğunun da ortadan kalktığı görülecektir.

* LPG takılı olan araç yağ yakıyor ve su eksiltiyorsa aracın motorunda problem var demektir.(Eksoz dumanının siyah oluşu aracın yağ yaktığının yani motorda problem olduğunun göstergesidir.Dolayısıyla sadece LPG ’yi değil benzini de çok yakar.

* Araca LPG takılmadan önce triger kayışı değişmişse,triger kayışı sente atlamış olabilir.Triger kayışının sente aralığının fazla olması ,aracın hem benzini hem de LPG ’ yi çok yakmasına sebep olur.



* Sübapların fazla sıkılmış veya çok gevşek oluşu,aracın benzini ve LPG ‘yi çok yakmasına sebep olabilir.



* Araç rektifiyeden çıkmışsa motor üst kapağı fazla taşlanmış olabilir. Fazla taşlanmışsa motorun yanma odası hacmi daralır ve hararet yapar.Hararet yapan ve motoru zarar gören araç hem benzini hem LPG ’yi çok yakar.



* Buji ve buji kabloları eski veya kalitesiz ise araçta tam ateşleme yapılamadığı için eksozdan yanmamış gaz çıkabilir.Bu da hem benzinde hem de LPG ’ de aracın çok yakmasına sebep olabilir. Tırnak aralığı büyüdükçe yanma yeterince olmayacağından araçta yakıt sarfiyatı artar ve çekişten düşer.



* Buji tırnak aralığı kontrol edilmelidir. Tırnak aralığı büyüdükçe yanma yeterince olmayacağından araçta LPG sarfiyatı artar ve çekişten düşer.



* Aracın platin ve ateşlemesinde problem varsa hem benzin hem de LPG tam yanmaz.Bu durum her aracın her iki yakıtı da çok yakmasına yol açar.



* Karbüratöre giren hava miktarı gereğinden fazla ise,araç hem benzin hem de LPG ’de fazla yakmasına ve araçta fazla hava girişinden dolayı patlatmalara sebep olabilir.



* OTOGAZ beynine gelen kalorifer suyu giriş sıcaklığı çok düşük (genelde bu durum kalorifer suyunun yanlış yerden alınmasıyla görülür) veya OTOGAZ beynine gelen su gelişinde problem varsa OTOGAZ beyni gazı tam buharlaştıramaz.Bu da aracın LPG’ yi çok yakmasına sebep olur



* Ayrıca araçta km teli arızalı ise, hem LPG hem de benzinin çok yakıldığı zannedilebilir.



* Aracın Manifold’u hava alıyorsa araç hem benzinde hem LPG ’ de rölantide durmaz.Ve aracın LPG ’yi çok yanmasına sebep olabilir



* Araca ait hava ayar vidası varsa (genellikle enjeksiyonlu araçlar için söz konusudur) yakıt miktarına göre hava ayarı güzel yapılmalıdır.Hava ayarının tam yapılamaması özellikle enjeksiyonlu araçlarda patlatmalara ve LPG ’yi çok yakmaya sebep vermektedir.



* LPG ile havayı karıştıran mikserin hava alması LPG ’ nin çok yakılmasına ve aracın stop etmesine sebep olabilir.



* LPG beynindeki gaz geçişini düzenleyen diyaframın (tamir takımının) kalın (genelde sonradan takılan ve orijinal olmayan tamir takımıdır bu) olmasından dolayı LPG ayarı iyi yapılamaz.Bu durum araçta çok yakmaya sebep olabilir.



* Araçta LPG kaçağı olabilir.LPG kaçağı olan bölgede çoğunlukla buzlanma olur.şayet LPG kaçağı çok küçük ise buzlanma görülmeyebilir.



* OTOGAZ beynindeki hava ayar vanası (rölanti saplaması )çok açılmış ise araç LPG ’ yi çok yakar.şayet OTOGAZ beynindeki hava ayar metali (genelde prinç ve birçok beyinde mevcut) açıldığında veya kısıldığında aracın rölantisinde değişme olmuyorsa araç bir yerlerden hava alıyordur demektir.Bu hava alma problemi de genelde karbüratörlü araçlarda karbüratör alt takozundaki problemden veya Westenhouse daki kaçaktan ,enjeksiyonlu araçlarda ise otomatik hava ayarını sağlayan debimetre den kaynaklanır.



* Araç herhangi bir sebepten hararet yapmışsa OTOGAZ beyninin su tarafı işlevini tam yerine getiremiyor ve LPG ’yi tam buharlaştırmıyor olabilir.Bu da LPG ’nin bir kısmının yanmadan eksozdan atılmasına sebep olur.Bu da araçta LPG tüketimini arttırır.



* Karbüratörlü araçlarda karbüratör kelebeği arızalı olabilir.Bu durum aracın rölantisinin bozulmasına sebep olabilir ve LPG ’ nin çok yakılması problemi ortaya çıkabilir.

* Hava filtresinin temizliğine ve zamanında değişimine uyulmazsa; motor gerek benzin ve gerekse gaz pozisyonunda sağlıklı çalışmayacak, gereğinden fazla yakıt harcayacaktır



ARAü GEü üALIşIYORSA



* Platinde problem olabilir veya sübap ayarı yi değilse bu durum aracın geç çalışmasına sebep olabilir.



* Ditribütörün soğutması arızalı ise araç hem LPG hem de benzinde geç çalışabilir.



* Buji veya buji kabloları eski veya kalitesiz ise araç hem LPG hem de benzinde geç çalışır .(Ateşleme bujileri ömrünü tamamlamış olabilir.)



* Aracın avans ayarı iyi yapılmamış olabilir.Bu da aracın hem LPG hem de benzinde geç çalışmasına sebep olabilir.



* LPG beyninin hava ayarı veya gaz ayarı iyi yapılmamış olabilir



LPG ’DE RüLANTi PROBLEMi VARSA;



Araç benzinde çalırken rölantide problem var mı bakılır.şayet problem yoksa LPG’deki rölanti problemi için aşağıdaki seçenekler incelenir. Araç benzinde çalışırken rölanti normal mi bakılmalıdır ( 10 D/D)



* Araçta vakumlu OTOGAZ beyni kullanılıyorsa, araçtaki vakum emişinde problem olabilir.Bu da aracın LPG ’deki rölantisini bozabilir.Araçtaki vakum emişi ile ilgili kısımlar kontrol edilmelidir.



* Karbüratörlü araçlarda karbüratör kelebeği arızalı olabilir

(kelebek millerinin bulunduğu yerden hava alıyorsa).Bu durum aracın hem LPG ’de hem de benzinde rölantisinin bozulmasına sebep olabilir ve LPG ’ nin çok yakılması problemi ortaya çıkabilir.



* Aracın Manifold’u hava alıyorsa araç hem benzinde hem LPG ’de rölanti tutmaz.Ve aracın LPG ’yi çok yanmasına sebep olabilir



* Buji ve buji kablolarının eski veya kalitesiz oluşu LPG ve benzin rölantisini bozabilir.



* Karbüratör alt takozu hava alıyorsa hem benzinde hem de LPG ’de rölanti bozulabilir.(Genelde rölanti yükselir.)



* OTOGAZ beyninin içinde bulunan diyaframın (tamir takımı) ömrü bitmiş olabilir. Bu sebepten diyaframda sertleşme görülür ve LPG rölanti ayarı genelde yapılamaz. ( OTOGAZ beyinlerinin diyaframlarının kullanım ömrü yaklaşık 50.000 km’dir)



* LPG beynindeki rölanti saplamasından ayar çok iyi yapılmalıdır ( prinç olan).Bunun içindir ki BU işTEN ANLAYAN USTA birinin yapması gerekmektedir.Aksi takdirde LPG rölantisinden verim alınamaz.



* Araçtaki Westenhouse problemli ise hem benzin hem de LPG rölantisi yapılamayabilir.



* OTOGAZ beynindeki gaz tarafının diyaframı patlak olabilir.Bu patlaklık genelde OTOGAZ istasyonlarındaki pompaların bir kısmının aşırı basınçlı olmasından kaynaklanmaktadır).OTOGAZ beyni LPG YETKiLi SERViSi tarafından açılarak kontrol ettirilmelidir.Diyaframdaki patlaklık neticesinde LPG rölantisi tutmayabilir.



* Aracın yüksek voltaj gönderen distribütörünün diyaframında problem varsa hem benzin hem de LPG ’de rölanti problemi görülebilir.



* Araca ait avans ayarının bozuk olması hem benzin hem de LPG ’ nin rölantisinin yapılamamasına sebep olabilir.



* OTOGAZ beyninin içindeki yağ ayda 1 kez boşaltılmalıdır.Beyindeki biriken fazla miktardaki yağ LPG rölantisinin bozulmasına sebep olabilir.



* Bazı araç motorlarında hava çıkış yeri mevcuttur.Bu hava çıkışının tıkalı olması hem benzin hem de LPG ’de rölantinin bozulmasına sebep olabilir.



* OTOGAZ beyninin bobinine düşük volt elektrik gidiyor olması LPG ’ de rölantinin bozulmasına sebep olabilir.



* OTOGAZ beyinlerin elektronik olanlarında bobin yayı işlevini yitirmiş olabilir.


LPG ‘Li ARAü KOKU YAPIYORSA

* OTOGAZ istasyonlarından alınan gazın (BUTAN-PROPAN) kalitesiz oluşu kokuya sebep olabilir.Araçta koku hissedildiği an LPG alınan istasyonun ilk olarak değiştirilmesi önerilmektedir.



* OTOGAZ beyninin içindeki diyaframın (tamir takımı ) kullanım ömrü bitmiş olabilir(Diyaframların kullanım ömrü 50.000 civarındadır.)

Diyaframların kullanım ömrü bitmiş ise sertleşme görülür ve gaz ayarı iyi yapılamaz .Bu durumda da LPG araç tarafından tam yakılamaz.Bu durum da araçta kokuya sebep olabilir.Bu durumda tamir takımının (yani diyaframın )değiştirilmesi LPG ’deki koku problemini ortadan kaldıracaktır.



* Araçta LPG kaçağı olabilir.Yetkili bir OTOGAZ ustasına vakit geçirmeden LPG kaçak kontrolü yaptırılmalıdır.



* Aracınızın eksozundaki patlaklık veya delik olması araçta LPG kokusunun algılanmasına sebep olabilir.



* Araç hararet yapmışsa,OTOGAZ beyninin su tarafı işlevini tam yerine getiremiyor olabilir ve LPG ’ yi tam buharlaştıramıyor olabilir.Bu durum kokuya sebep olabilir.



* Aracın radyatöründe delik var veya radyatör tıkalı ise OTOGAZ beynine gelen sıcak suyun yeteri miktarda gelmemesine ve dolayısıyla da araçta kokuya sebep olabilir.



* Manifold contasındaki su girişi ateşleme odasına su kaçırıyorsa araç su eksiltir ve hararet yapar.Araçtaki su eksiltmesi LPG ’ nin tam yanmamasına ve buna bağlı olarak da kokuya sebep olabilir.

ARAü LPG’DE KESiKLiK YAPIYORSA

* Elektronik OTOGAZ beyinlerinde elektronik bobinin içindeki bulunan mıknatısın bulunduğu yerdeki minik delik tıkanmış olabilir veya yay yamulmuş olabilir. Bunun neticesinde de araç LPG ’ de kesiklik yapabilir

* OTOGAZ elektronik beyin bobini arızalı ise araç LPG ’de kesiklik yapar.

* Bujiler veya buji kabloları eski veya kalitesiz ise araç hem benzinde hem de LPG ’ de kesiklik yapabilir.

* Araç LPG ’yi kesik kesik alıyorsa gaz filitresi tıkalı olabilir.Ya da şamandranın içinde bulunan gazın geçtiği yerdeki iğne deliği büyüklüğündeki kısım tıkanmış olabilir.Araç uzun yolda LPG ’ de kesiklik yapıyor sonra açılıyorsa gaz filitresi tıkalıdır.

* Yakıt sisteminde yapılacak kontrolün başında karbüratör temizliği ve ayarı gelir.Araç benzinle çalışırken ayar yapılmalıdır. Aksi halde motor düzensiz ve tekleyerek çalışır. Daha sonra buna bağlı olarak araç benzinle çalışırken karbüratör ayarı yapılmalıdır. Bu temizlik ve ayarın gerektiği gibi yapılmaması durumunda ise motorun ihtiyaç duyduğu yakıt gerek benzin gerekse gaz pozisyonunda yeteri miktarda motora gidemeyeceğinden motorun düzensiz ve tekleyerek çalışmasına sebep olacaktır

ARAÇ STOP EDiYORSA

* Aracın Westenhouse’da kaçak varsa aracın rölantisi hem benzinde hem de LPG’ de bozulur.Bu da hem LPG , hem de benzinde aracın stop etmesine sebep olabilir.

* Aracın karbüratörü hava alıyorsa, fren yapınca araç hem LPG hem de benzinde stop edebilir.

* Karbüratörlü araçlarda araç çalışırken vites boşa alındığında stop ediyorsa hava fazla geliyor olabilir.Bu da aracın LPG ’ de çalışırken stop etmesine sebep olabilir.

* Araç LPG ’ de hareket halinde iken, vites boşa atılıp frene basıldığında araç stop ediyorsa frenler kaçırıyor olabilir.

* Araç hararet yapmış ve radyatörde su kalmamış ise OTOGAZ beyninin diyaframının patlamasına sebep olabilir.Bu da aracın LPG ’de çalışırken stop etmesine sebep olabilir.

* Araç yokuş aşağı veya boş viteste stop ediyorsa LPG ile benzin karışıyor olabilir.Bu durumda benzin geri dönüşünü valfi (çekvalf) takılmalıdır.Ayrıca yokuş aşağı giderken aracın stop etmesi (genelde vites değişikliklerinde) aracın hava girişinin düzensiz olmasından kaynaklanmaktadır.

* Ayrıca yolda LPG ile giderken motor subapları normal, benzinle giderken ise sesli yani şakırtılı çalışacaktır. Avansın düzgün bir şekilde ayarlandığı pratik olarak araç durduğu yerde araca patinaj çektirilerek anlaşılır. Bu durumda motor stop


LPG KAPAğI

* LPG’nin temas ettiği parçalar üzerindeki buzlanmalar genelde LPG kaçağını işaret eder.Bu duruma aracın LPG tankının üzerinde bulunan vanalar saat istikametinde kapatılmalıdır.OTOGAZ Tankı ‘nın üzerinin terlemesi genelde LPG kaçağının olduğunu değil de, şamandra da arıza olduğuna işaret eder.

ELEKTRONiK SiSTEM ARIZALARI

* LPG-Benzin geçiş anahtarı yanmış ise şarj dinamosu bozuk veya akü fazla şarz edilmiş olabilir.

* Düğme üzerindeki OTOGAZ miktarını gösteren ışıklar yanmıyor ise,düğme veya sensör şaselemesi iyi yapılmamış olabilir.Ayrıca kabloların bağlantısı yanlış yapılmış olabilir.

ARAÇ LPG ’ DE SEKMiYORSA
* Avansın öngörülen değerde olmaması (düşük olması) durumunda; bujiler zamansız ateşleme yapacak, bu durum motorun teklemesine veya çekişten düşmesine neden olacaktır.

* OTOGAZ beyin diyaframı kalitesiz veya patlak ise LPG ’ de çekiş problemi görülebilir.

* OTOGAZ beyni üzerindeki hava ve gaz ayarı iyi yapılmamışsa çekmeme problemi görülebilir.Ayrıca karbüratörün fazla hava alması çekmeyi olumsuz etkiler.Bu durum genelde karbüratörün önünün bantlanması gibi bir metodla havayı dengelemeye çalışmakla giderilmeye çalışsa da genelde başarısızlıkla sonuçlanır.

* indüksiyon bobini akımı yüksek ise meksefeyi yakar o da platini yakar (Karbüratörlü araçlar için ).Bu durum aracın benzinde 3.000 dev/ dk dan sonra patırtı yapmasına ,gazda çekmemesine sebep olabilir.Enjeksiyonlu araçlarda benzinde iyi gazda çekmiyorsa eksantrik mili bozuk olabilir.

* Aracın ateşleme bujilerinde problem varsa aracın çekişi hem LPG’ de hem de benzinde düşer.

* Aracın motorunda problem var ise çekişe etki edebilir(yağ yakması su eksiltmesinden motordaki problem anlaşılabilir)

* OTOGAZ beynine gelen kalorifer suyu yetersiz veya sıcaklığı düşük olabilir.

* Araca ait hava ayar vidası varsa (genellikle enjeksiyonlu araçlar için sözkonusudur) yakıt miktarına göre hava ayarı güzel yapılmalıdır.Hava ayarının tam yapılamaması özellikle enjeksiyonlu araçlarda patlatmalara ve hem LPG hem de benzinde aracın çekişinin düşmesine sebep olur.

* OTOGAZ beynindeki gaz geçişini düzenleyen diyaframın (tamir takımının) kalın (genelde sonradan takılan ve orijinal olmayan tamir takımıdır bu) olmasından dolayı OTOGAZ ayarı iyi yapılamaz.Bu durum araçta çekişinin düşmesine sebep olabilir.

* LPG takılı olan araç yağ yakıyor ve su eksiltiyorsa aracın motorunda problem var demektir.(Eksoz dumanının siyah oluşu aracın yağ yaktığının yani motorda problem olduğunun göstergesidir.Dolayısıyla araçta hem benzinde hem de LPG de çekiş problemi görülebilir.

* Araca OTOGAZ takılmadan önce triger kayışı değişmişse,triger kayışı sente atlamış olabilir.Triger kayışının sente aralığının düzensiz oluşu az da olsa aracın hem LPG hem de benzinde çekişini etkiler.

* Sübapların fazla sıkılmış veya çok gevşek oluşu,aracın benzini ve OTOGAZ ’ı çok yakmasına sebep olabilir.Dolayısı ile çekişi etkileyebilir.

* Araç rektifiyeden çıkmışsa motor üst kapağı fazla taşlanmış olabilir. Fazla taşlanmışsa motorun yanma odası hacmi daralır ve hararet yapar.Hararet yapan ve motoru zarar gören araç ta her iki yakıtta da çekiş problemi görülebilir.

* Buji ve buji kabloları eski veya kalitesiz oluşu aracın çekişini olumsuz etkiler.

Buji tırnak aralığı kontrol edilmelidir. Tırnak aralığı büyüdükçe yanma yeterince olmayacağından araçta yakıt sarfiyatı artar ve çekişten düşer.

* Aracın platin ve ateşlemesinde problem varsa hem benzin hem de LPG tam yanmaz.Bu durum aracın her iki yakıtta da çekmemesine sebep olabilir.

* Karbüratöre giren hava miktarı gereğinden fazla ise,araç hem benzin ’de hem de LPG ’de çekişinin düşmesine sebep olabilir ve araçta fazla hava girişinden dolayı patlatmalara sebep olabilir.

* OTOGAZ beynine gelen kalorifer suyu giriş sıcaklığı çok düşük (genelde bu durum kalorifer suyunun yanlış yerden alınmasıyla görülür) veya LPG (gaz) beynine gelen su gelişinde problem varsa LPG beyni gazı tam buharlaştıramaz.Bu da aracın LPG’ de çekişinin düşmesine sebep olur.

* Aracın Manifold’u hava alıyorsa araç hem benzinde hem LPG’de rölanti tutmaz.Bu da çekişte problemlere sebep olabilir.

* Araca ait hava ayar vidası varsa (genellikle enjeksiyonlu araçlar için söz konusudur) yakıt miktarına göre hava ayarı güzel yapılmalıdır.Hava ayarının tam yapılamaması özellikle enjeksiyonlu araçlarda patlatmalara ve LPG ’de çekişin düşmesine sebep olmaktadır.

* LPG ile havayı karıştıran mikserin hava alması LPG ’ nin çok yakılmasına ve aracın stop etmesine sebep olabilir.Ayrıca araç LPG de iken çekişin düşmesine sebep olur.

* OTOGAZ beynindeki gaz geçişini düzenleyen diyaframın (tamir takımının) kalın (genelde sonradan takılan ve orijinal olmayan tamir takımıdır bu) olmasından dolayı LPG ayarı iyi yapılamaz.Bu durum araçta çok yakmaya sebep olabilir.Ayrıca LPG de araçta çekiş problemi görülebilir.

* Araçta LPG kaçağı olabilir.LPG kaçağı olan bölgede çoğunlukla buzlanma olur.şayet LPG kaçağı çok küçük ise buzlanma görülmeyebilir.

* OTOGAZ beynindeki hava ayar vanası (rölanti saplaması )çok açılmış ise araç LPG ’ yi çok yakar.şayet LPG beynindeki hava ayar metali (genelde prinç ve birçok beyinde mevcut) açıldığında veya kısıldığında aracın rölantisinde değişme olmuyorsa araç bir yerlerden hava alıyordur demektir.Bu hava alma problemi de genelde karbüratörlü araçlarda karbüratör alt takozundaki problemden veya Westenhouse daki kaçaktan ,enjeksiyonlu araçlarda ise otomatik hava ayarını sağlayan debimetre den kaynaklanır.Araçta LPG ve hava ayarının iyi yapılmaması araçta çekişin de düşmesine sebep olabilir.

* Araç herhangi bir sebepten hararet yapmışsa OTOGAZ beyninin su tarafı işlevini tam yerine getiremiyor ve LPG ’yi (Butan-Propan) tam buharlaştırmıyor olabilir.Bu da LPG ’ nin bir kısmının yanmadan eksozdan atılmasına sebep olur.Bu da çekişi düşürebilir.

* Karbüratörlü araçlarda karbüratör kelebeği arızalı olabilir.Bu durum aracın rölantisinin bozulmasına sebep olabilir ve LPG de iken çekiş problemine sebep olabilir

* Enjeksiyonlu araçlarda araç üzerindeki LPG-benzin geçiş anahtarı , otomatik olarak benzinden GAZ ‘a geçişe ayarlı anahtar ise ve otomatik geçiş sağlanmıyorsa ,

sinyal alım kablosu yanlış yere bağlanmış veya tam sarılmamıştır.

DİĞER PROBLEMLER

* Araç sürekli hararet yapıyorsa ,motor contası kalitesiz olabilir.

* LPG tankında gaz var ama LPG buharlaştırıcı beynine ulaşmıyorsa şamandra arızalı veya pislik tutmuş olabilir.(şamandranın gaz geçen kısımları kontrol edilerek temizlenmelidir.

* Avansın öngörülen değerde olmaması (düşük olması) durumunda; bujiler zamansız ateşleme yapacak, bu durum motorun teklemesine veya çekişten düşmesine neden olacaktır.

* Buji tırnak aralığı kontrol edilmelidir. Tırnak aralığı büyüdükçe yanma yeterince olmayacağından araçta yakıt sarfiyatı artar ve çekişten düşer

GPS ile benzinden tasarruf edin

GPS üreticisi Navteq, navigasyon sistemlerinin bilinmeyen yollarda dolaşmayı kolaylaştırdığı gibi, yakıttan da tasarruf ettirdiğini açıkladı.

İSTANBUL - GPS ünitesi ve lokasyon bilgisi sağlayıcısı Navteq, GPS ünitesi kullanımının etkilerini ortaya çıkarmak için yapılan bir araştırmada, bu ürünlerin kullanılması sonucunda yakıt tasarrufu sağladığını ortaya çıkardı.

Navteq adına araştırmayı gerçekleştiren NuStats firmasının yayınladığı rapora göre, GPS üniteleri gidilecek yol üzerinde en kısa rotayı ortaya çıkardığı için, toplam yakıt tüketimini azaltıyor.

Araştırma sonucuna göre, Almanya'nın Düseldorf ve Münih kentlerinde GPS yardımıyla kullanılan otomobiller, %12 oranında yakıt verimliliğine ulaştı.

Otomobillerin, 100 kilometrede 8,3 litre yakıt yerine, 7,3 litre yakıt tükettiğini belirten NuStats raporu, bu sonucun GPS ünitelerinin A ve B noktaları arasında var olan en kısa rotayı ortaya çıkarması, sürücüyü doğru zamanda yönlendirerek yanlış yola sapılması nedeniyle ortaya çıkabilecek ekstra yakıt tüketimini ortadan kaldırması gibi nedenlere bağlıyor.

Yakıt tüketimindeki verimliliğin, otomobillerin yaydıkları karbondioksit emisyonunu %24 oranında azaltabileceği ifade ediliyor. Almanya sınırları içindeki otomobillerin tamamı söz konusu olduğunda, sürücü başına 2500 kilometre daha az yol gidileceğini ifade eden NuStats, bu durumun her yıl Almanya genelinde 1,19 milyon lastiğin çöpe gitmesini engelleyebileceğini ifade ediyor.

19 Ağustos 2009 Çarşamba

Yeni tasarruflu kurşunsuz 95

Yeni Shell FuelSave Kurşunsuz 95



İki kat daha etkili

Hemde daha fazla ödemeden.



Bana uygunmu ?



Yeni shell FuelSave Kruşunsuz 95'i motor verimliliğini arttırıp yakıt tüketimini düşürmek isteyen tüm sürücüler kullanabilir.

Motor Verimliliğini Arttırmak İçin Tasarlandı .

Bilim insanlarımız 100 yılı aşkın süredir devam eden yakıt araştırmalarının birikimi ile motordaki enerji kayıplarını azaltacak bie Verimlilik Arttırıcı formül geliştirdi .

Bu formül ;

  • Sıradan motor yağlarının kolayca ulaşamadı yerleri yağlayarak motor parçalarının serbest hareket etmesini ve yakıt enerjisinin daha büyük bir kısmını aracın tekerleklerine ulaşmasını sağlıyor .
  • Motorunuzun verimliliğinin artmasına ve daha gelişmiş yakıt ekonomisi sağlamasına yardımcı oluyor .
  • Yeni Shell FuelSave Kurşunsuz 95 ayrıca supapları temiz tutmak, motorda tortu birikmesini önlemek ve böylelikle yakıt tüketiminizi azaltmak için tasarlanan özel deterjansı katkılar içeriyor .

Tüketime Özen Göstermek

Yeni shell FuelSave Kurşunsuz 95, yakıt tasarrufuyla ilgili çalışmalarımızın yeni bir örneğini oluşturuyor. Sizde araç kullanmayı daha ekonomik hale getirmek için, yni shell FuelSave Kurşunsuz 95'i kullanın .

30 Temmuz 2009 Perşembe

57. Alay'ın Kahramanlık Hikayesi

57. ALAY'IN KAHRAMANLIK HİKAYESİ

1 Ağustos 1914 Almanya'nın Rusya'ya harp ilânı ile I. Dünya Savaşı başlamış; Almanya, Avusturya-Macaristan ve sonrada İtalya’nın katılımıyla oluşan üçlü İttifak Devletleri, bir yanda da İngiltere, Fransa ve Rusya’dan oluşan Üçlü İtilaf Devletleri olarak ikiye bölünmüştü. 29 Ekim 1914 Osmanlı Devleti de bu savaş da Almanya’nın yanında yer aldı. Çanakkale cephesindeki muharebeler, önce İngiliz ve Fransız deniz kuvvetlerinin boğazı zorlamasıyla; sonra da, karada devam etmişti.23 Mart 1915 Gelibolu'da 5. Ordu kuruldu, komutanlığına Alman Generali Liman von Sanders'in atandı.26 Mart 1915 günü Gelibolu'ya geldi. 18 Nisan 1915 Atatürk'ün komutasındaki 19. Tümenin, 5. Ordu'nun genel ihtiyatini oluşturmak üzere Bigali'ye gönderildi. Kara harekatına hazırlık için kıyılar dikenli tellerle çevriliyor, birlikler önemli yerlere yerleştiriliyor, düşmanın her hareketi gözleniyordu. Müttefik çıkarmasını bekleyen bir başka kişi ise 19. İhtiyat Tümeni’nin başında bulunan Kurmay Yarbay Mustafa Kemal’di.Çanakkale'yi denizden geçemeyen İtilaf Devletleri'nin 25 Nisan 1915 günü Gelibolu Yarımadası'na ve Kumkale'ye asker çıkarmalarıyla Çanakkale'de İngilizlerin Seddülbahir ve Arıburnu bölgesinde çıkarma harekati ile kara savaşları başlamış oldu. Düşman durmadan saldırıyor. Anafartalar ve Arıburnu cephelerinde emir komuta karmaşası vardı. Bu durum çok tehlikeliydi.Yarbay Mustafa Kemal, Ordu Komutanı Alman General Liman Von SANDERS’ e bütün mevcut kuvvetlerin emrine verilmesinin ve bundan başka çare kalmadığını bildirdi.Alman General “ Çok gelmez mi ? “ diye sorduğunda Mustafa Kemal “ Az bile gelir “ diye cevap verdi.Düşman çıkarması 26 ve 27 Nisan günleri de devam etti. Ancak, Bigali'den gelen Atatürk komutasındaki 19. Tümen kuvvetlerinin kahramanca savunması karsısında düşman taarruzu ile geri çekilmeye mecbur edildi.25-26 Nisan 1915 tarihlerinde Arıburnu'nda karaya çıkıp Conkbayırı Kocaçimen tepelerini almak üzere olan Anzak Kolordusunu Türk birliklerinin yaptığı devamlı süngü hücumları ile 20 bin kişilik ANZAK birlikleri denize kadar sürüldü.Anafartalar muharebeleri süresince çok kanlı taarruz ve hücumlarla Conkbayırı, Kocaçimentepe mevziinin Anzaklar eline geçmesine mani olunarak, bütün cephe korundu.Çanakkale Muharebelerinde, dillere destan olan Türk birliklerimizin gösterdiği kahramanlık hikayesinde bir Alayımızın ayrı bir yeri vardır.Bu Alay;19 Tümen’in 57 NCI ALAYI olup Atatürk’ün Büyük Nutkunda sözünü ettiği, Arıburnu Muharebelerinde tümü Şehit düşen ünlü Şehitler Alayıdır.25 Nisan 1915 günü saat 02.45'de muharebe gemilerinin ve muhriplerin korunmasında Türk kıyılarına yaklaşan Avusturalya Tümeni'nin bir tugayını taşıyan çıkarma araçları, hesapta olmayan bir akıntı nedeniyle kuzeye sürüklenerek saat 04;30'da kumluk bir kıyı (Kabatepe Bölgesi) yerine, sarp bir kıyı olan Arıburnu Bölgesine çıkarma yaptı. Bu bölgede 27 nci Türk Alayının 2 nci Taburu vardı; çıkan kuvvetlerin karşısındaysa, bu taburun yalnız bir bölüğü bulunuyordu. Durumu haber alan ve izlemeye başlayan 5 nci Ordu 19 ncu İhtiyat Tümeni Komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal, herhangi bir emir almadığı halde, 57 nci Alayı bir dağ bataryasıyla takviye ederek karşı taarruz için Arıburun Bölgesine yöneltti; Eceabat Bölgesinde bulunan 27 nci Alayın büyük kısmını da, çıkarma bölgesine yanaştırdı. Bu tedbirleri yerinde bulan 5 nci Ordu Komutanı, 19 ncu Tümenin diğer alaylarının da müteakip karşı taarruzlara katılmasını kabul etti. Kıyıya çıkan İngiliz ve Fransız kuvvetleri, yapılan karşı taarruz sonucu çekilmeye başlayarak; geriden gelen kuvvetlerin yardımı ve deniz kuvvetlerinin etkili ateş desteğiyle, Kanlısırt batısı -Sivritepe -Merkeztepe Yükseksırt hattında tutunabildi.Donanmanın büyük ateş desteğiyle 25 Nisan 1915 saat 05.30'da Seddülbahir'e çıkarmaya başlandı. İlk hedef olarak Alçıtepe ele geçirilecekti. Mehmetçiğin ölüm pahasına savunduğu SERÇETEPE, KANLISIRT ile tek ikmal yolu olan ŞARAPNEL Vadisinde tamamen hakim olup Türkler ve İngilizler için önemli idi. Her iki taraf da elinde bulundurmayı istiyordu. Bundan dolayı burada çok kanlı çarpışmalar oluyordu.Bu savaşlarda her iki taraf da birbirlerine birkaç metre mesafeye kadar yaklaşıyordu. En kanlı savaş İlk çıkarma günü 25 NİSAN 1915 günü oldu.Çıkarma bölgesinde 26 ncı Türk Alayının bir taburu bulunuyordu. Seddülbahir kesimini ay biçiminde çevreleyen yüzlerce geminin yakın mesafeden Türk siperlerine yönelttiği gemi toplarının korkunç ateşine karşın direnmesini pervasızca sürdüren bir avuç Türk eri, göz açtırmayan, ateşleriyle çıkarmaya yeltenen birliklere ağır zayiat verdiriyor, kıyıya ayak basabilenler de, kuytu yerlere sığınarak kıyıda tutunabilme olanağını bulabiliyordu.İngiliz ve Fransız zayiatı, yeni takviyeler gelmezse tutunamayacağız diye komutanları feryat ettirecek kadar ağırdı.Göğüsleri inanç ve yurt sevgisiyle dolu bir avuç Mehmetçik, yurt kıyılarını atalarına yaraşır biçimde savunmuş; kıyıya, çıkabilenlere adım attırmadı.27 Nisan 1915 günü saat 16.00 sıralarında, donanmanın ateş desteğiyle başlayan İngiliz taarruzu, Türk savunma mevziilerinin 700-800 metre ilersinde Zığındere-Eskihisarlık hattında durduruldu. Çıkarma kuvvetleri Komutanlığı, Türklerin güçsüz olduğu önyargısıyla, taarruz etmeye kararında, hedefi; Kirte'nin ele geçirilmesiydi.33 ncü ve 64 ncü Alayların da emrine verilmesiyle altı alaylık bir güce ulaşan Arıburun Kesimindeki Türk birlikleri, Anafarta Bölgesine çıkan İngilizleri denize dökmek maksadıyla, 27 Nisan 1915 sabahı taarruza geçti. 28 Nisan 1915 sabahı saat 08.00'de donanmanın desteği altında başlayan İngiliz-Fransız birliklerinin taarruzu, akşama kadar sürdü. İngiliz ve Fransızlar, yapılan Türk karşı taarruzları nedeniyle, geri çekilmek zorunda kaldı. Bu muharebedeki İngiliz ve Fransız kuvvetlerinin zayiatı, 3.000’i buldu.19.Tümen Komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal'in 25 Nisan günü verdiği “Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve komutanlar geçebilir” emrini uygulayan Türk birliklerince durduruldu.Yarbay Hüseyin Avni Bey'in komutasındaki 57. Alay'ın başta komutanları olmak üzere 628 kişilik mevcudunun tamamı 25-28 Nisan 1915 tarihleri arasında şehit oldular.1915 Ekim'i sonlarında ve Kasım ayı başlarında İtilaf Devletleri, Çanakkale harekatını yarıda kesmek ve Gelibolu yarımadasındaki birliklerini tümüyle geri çekmek zorunda kaldılar. Orduların tahliyesi bir sonraki yılın Ocak ayında bitirildi. Böylece Türk komutası, o güne değin Çanakkale Boğazı'nı koruyan ordularını başka cephelere aktarma olanağı bulmuş oldu. Zira, o tarihlerde Osmanlı Ordusu, birkaç cephede birden çarpışıyordu.Bu Çanakkale’ de tarihin kaydettiği en büyük ve en kanlı savunma savaşlarıydı.Bu savaşlar Mustafa Kemal gibi bir askeri dehanın Türk ve dünya kamuoyu tarafından tanınmasının sağlanması açısından son derece önem taşımaktadır.Şimdi Tarihi Milli Park olan Gelibolu Yarımadası Kanlısırt'ta 57.Alay için yaptırılan şehitlik; Mehmetçik Anıtı, Gazi Hüseyin Kaçmaz Anıtı ile donatılmıştır. Heykeltıraş tarafından yapılan bir rölyef de şehitliğin ihtişamını artırmıştır. 57. Alay Şehitliği 10 Aralık 1992 tarihinde düzenlenen bir törenle halkın ziyaretine açılmış, 25 Temmuz 1994 tarihindeki orman yangınında hasar görmüş, onarılarak 11 Kasım 1994'te tekrar hizmete sunulmuştur.Geçte olsa Milli park olarak değerlendirilen Gelibolu Yarımadası tüm canlılığıyla aziz şehitlerimizin izlerini taşıyor.Anıt, şehitlik, müze gibi savaştan kalanları ve bu toprakları gezerken yere basmaya kıyamıyorsunuz. Millî şairimiz merhum M.Âkif’in;“Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı !Düşün altında binlerce kefensiz yatanı. Sen şehit oğlusun, incitme yazıktır atanı, Verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı.”mısraları akla geliyor,duygulanıyor, ağladığınızın farkında bile olmuyorsunuz.DÜŞMANIN ÜSTÜN SİLAH GÜCÜ KARŞISINDA KAHRAMANCA SAVAŞARAK BIZE BU GÜNLERİ BAĞIŞLAYAN TÜRK ORDUSU'NUN TARİHİNDE ÖLMEZLİĞE ERİŞEN “ 57 NCİ ALAY TÜM ŞEHİTLERİ İÇİN FATİHA

Türk Olmak ...

Amerika'dan bir vatandaşımızın (Turkiye'nin ABD Seattle Fahri Konsolosu olan Sn. J.Ufuk Gokcen) 'Türk olmak nasıl bir duygudur?' konulu yazısı..
Aslında çok şeydir, Türk olmak.
Türk olmak, Osmanlı'nın borcunu ödemektir. Hovarda babanın borçla yaşayan evladı gibi.
Kosova'da ve Bosna'da, Batı Trakya'da ve Makedonya'da bilmem kaç asır geçmişte kalan meselelerin hesabını vermektir.
Türk olmak Kıbrıs'ta, Hocalı'da, Anadolu'da ve Balkanlar'da soykırıma uğrayıp karşılığında yapmadığın soykırımla suçlanmaktır.
Türk olmak faşist olmaktır, vatanına, milletine, tarihine sahip çıktığında…
Türk olmak demokrat ve çağdaş olmaktır

milletine, tarihine sövdüğünde…
Türk olmak lisanının Avrupa'da yasaklanmasıdı r ve yine Türk olmak kendini ve derdini anlatamamaktı r.
Avrupa'da hor görülmek Türk olmaktır, ataların bir çok asır önce Viyana'yı kuşattığı için ve hoş görülmemektir tabii ki sadece kuşatıp;Napolyon gibi bütün Viyana'yı yakmadığın için.
Türk olmak Selanik'te Pontus Anıtı'nın, Viyana'da çiğnenen yeniçeri minberinin ve Malta'da papazın üzerine bastığı Türk bayrağı heykelinin önünden geçmektir.
Türk olmak zordur, çetindir ve eziyetlidir. Üç kıtadan dönüp, bir küçük yarımadada misafir muamelesi görmektir. Sayısız imparatorluk kurmak Türk olmaktır, aynı zamanda sayısız imparatorluk yıkmak da Türkolmaktır.
Arabaya koşulan ilk atın vatanında, ilk yazılı antlaşmanın imzalandığı yurtta, yazının bulunduğu, paranın icat edildiği her metrekaresinden bereket fışkıran bu yurtta, kalkınmak için yabancı sermaye beklemektir.
Türk olmak; Truva'dan bu yana, Sümer'den bu yana serpilerek gelse de, tarihten eski bu topraklarda, bütün zamandan damıtılarak gelen yüksek değerlerine rağmen, bir haftalık hafıza ile yaşamaktır.
Doğu Roma'yı da Batı Roma'yı da yıkıp, yeni Roma olan AB'ye girmeye çalışmaktır Türk olmak.
Türk olmak, Mostar'da köprüdür, Kerkük'te kaledir, İstanbul'da Kızkulesi'dir, Anadolu'da buğdaydır, Çukurova'da pamuktur, Ege'de tütün, Karadeniz'de fındık, Trakya'da ayçiçeğidir.
Türk olmak Çanakkale'de ölmektir. Çanakkale'de ölmeden önce düşmana su vermektir, onun yaralısını sırtında kendi hastanesine taşımaktır.
Düşmanın ardından rahmet okumak, kanlısından helallik almaktır.
Sabahları odana rahmet dolsun diye, camı açmaktır.
Kar yağdığında kayak yapmayı değil, evsizleri düşünmektir.
Balkon köşesine kuşlar için, kışın ekmek kırıntısı, yazın su koymaktır.
Yağmura rahmet, karabereket diye bakmaktır.
Türk olmak, harap bir ülkede, zengin ülkelerin müstemlekesini reddedip, tahtadan kılıç ve ipten üzengi ile, paylaşacak ve sahiplenecek tek varlığı fakirlik olmasına rağmen, yedi düvele meydan okumaktır.
Türk olmak askere davul-zurna ile uğurlanmaktır, belki de dönmeyeceğini bilerek.
Türk olmak, annenin şehit oğlunun ardından 'Bir oğlum daha olsun, onu da vatan için göndereceğim.' demesidir.
Babanın gözyaşlarını tutarak, tabutuna son kez dokunurken 'Vatan sağ olsun!' demesidir.
Türk olmak 'Türk çayında radyasyon olmaz!' yalanları ile, 'Gusül abdesti alana AIDS bulaşmaz!' dolanları ile yaşamaktır.
Her hükümetin enkaz devraldığı, ama asla ardında enkaz bırakmadığı ülkede olmaktır.
Türk olmak, ecdadın yaşadığı kıtlıktan dolayı, çayın yanında gelen şekerden fazla olanı garsona geri vermektir.
Aynı nedenle Türk olmak, yemeği ziyan etmekten korkmaktır.
Göz hakkına, diş kirasına saygıdır.
Türk olmak. Evindeki bir kap aşın yarısını tanrı misafirine vermektir.
Kendi yerde, misafiri döşekte yatırmaktır Türk olmak.
Türk olmak, milli maçta ağlamaktır.
Ayhan Işık'a, Belgin Doruk'a aşık olmaktır. Türk olmak, aşkını ölesiye sevmektir. Aşkı için ölmektir, öldürmektir. Sevdiceğinin elini bir kez tutamadan, toprağa girmektir.
En güzel aşk şiirlerini yüreğinde hissetmektir. Eşkiyaya türkü yakmaktır, Türk olmak.
Milletine sövmektir, ama başkasına sövdürmemektir, Türk olmak.
Türk olmak Yunus'u bilmektir, Aşık Veysel'i sevmektir. Mevlana'yı, Hacı Bektaş-ı Veli'yi ve Hoca Yesevî -tek bir satırını okumasa da yüreğinde taşımaktır.
Türk olmak, saz çaldığında, ney üflendiğinde, kös dövüldüğünde ve kaval çaldığında, yüreğinin derinlerinde bir sızı sezmektir, bir de Yemen Türküsü'nde…
Hayatın sana verdiklerine 'Nasip', vermediklerine 'Kısmet' demektir.
Her işin 'Hayırlısına' inanmaktır ve ağlamamak için çok gülmekten çekinmektir.
Türk olmak, Asya'da batılı, Avrupa'da doğulu diye tepki görmektir.
Irk sözünü bilmeden yaşamak, yaradılanı Yaradandan ötürü sevmektir.
Magazin programları ile dizilerin arasına sıkışsa da, silkinip üzerindeki ölü toprağını atabilmektir.
Türk olmak, mahalle maçı için aynı saatte, on kişi buluşamazken, milyon kişinin bir araya gelmesidir.
Tavla oynarken bile kavga ederken, milyon kişinin kavga etmeden gösteri yapabilmesidir.
Türk olmak, buhran zamanında Arjantin'de de mağazalar yağmalanırken, daha ağır buhranda sıraya girerek, sorumlusuna en ağır cezayı tek bir cam kırmadan sandıkta kesmektir.
Türk olmak en zayıf gününde bile dünyaya meydan okumak, en dertli gününde bile her ufunetin bir şafakta biteceğini bilerek tevekkül göstermektir.
Zor iştir Türk olmak.
Türk olmak Anadolu'da her düşen yağmur damlasına hamdetmek, her çıkan başak için şükretmektir.
Türk olmak, medeniyetler mezarlığı Anadolu'da dik durabilmektir..

27 Temmuz 2009 Pazartesi

TEKSTİL ATIK SUYU ISI GERİ KAZANIMI

Tekstil fabrikalarında prosesten çıkan sıcak atık su ciddi bir tasarruf kaynağıdır. Sıcak kirli sudan ısı geri kazanım sistemi, yatırım maliyetleri düşük ,son derece karlı bir yatırımdır. Yatırımın geri dönüş süresi 4-8 ay arasındadır. Soğuk temiz su, ısı geri kazanım sistemi sayesinde, atık suyun başlangıçtaki sıcaklığına yakın (6-7 °C) bir değere kadar ısıtılmış olur. Çevre sıcaklığına yakın bir değere kadar soğutulan atık su arıtma tesisine gönderilir. Böylece deşarja akıtılan ısı enerjisi (dolayısıyla para) etkin ve ucuz bir şekilde geri kazanılmış olur.

ISI GERİ KAZANIM SİSTEMİ ÇALIŞMA MANTIĞI


1-Tekstil prosesleri sonucunda ortaya çıkan sıcak kirli boyalı atık su özel filtrelemeler sonucunda içerisindeki kirlilikler giderilir.Böylece sisteme yerleştirilecek pompaların, plakalı tip ısı eşanjörünün ve diğer ekipmanların tıkanması önlenir.

2-Özel filtreden geçirilen sıcak atık su deşarj kanalının kotuna uygun olarak düzenlenmiş bir dengeleme havuzuna alınır.

3-Havuzun tabanına yakın bir kottan santrifüj tip paslanmaz pompayla (bir adedi yedek) emilen sıcak su plakalı tip ısı eşanjörünün primer devresine basılır.

4-Plakalı eşanjörde ısısını temiz suya aktaran kirli atık su, soğumuş olarak arıtma tesisine sevk edilir.

5-Plakalı tip ısı eşanjörü üzerinde, otomatik olarak çalışması planlanan ters yıkama sistemi, eşanjöre girebilecek elyafların sistemden dışarı atılmasını sağlar.

6-Soğuk temiz su eşanjörün ilgili bağlantısından eşanjörün sekonder devresine girerek kirli suyun bıraktığı enerji ile ısıtılır ve temiz sıcak su deposuna gönderilir.

7-Sıcak temiz su depolama haznesinde depolanan sıcak su, tesisin pik debi ihtiyacını karşılayacak kapasitede seçilen bir hidrofor aracılığı ile işletmeye verilir.

ISI GERİ KAZANIM SİSTEMİ GENEL ÖZELLİKLERİ


1-Isı geri kazanım sisteminde geniş plaka aralıklı ve serbest akışlı (freeflow/easyflow) plakalı ısı eşanjörü kullanılmaktadır.

2-Sistemde kullanılan plakalı ısı eşanjörü otomatik ters yıkama sistemi ile temizlenmektedir.

3-Sistemin otomatik kontrolü insansız çalışacak şekilde dizayn edilmiştir.

4-Sistem sabit debide, sabit sıcaklık farkında suyun ısısını geri kazanmak için tasarlanmıştır.

5-Sistem PLC ile kontrol edilmektedir.

6-Sistem Scada sayesinde fabrikanın network ağı üzerinden istenilen bilgisayardan izlenebilmektedir.

7-Sisteme Scada sayesinde dünyanın herhangi bir yerinden telefon hattı üzerinden teknik destek, bakım, kontrol ve izleme yapılabilir.

8-Sistem hem otomatik kontrolle hem de manuel olarak çalışabilir.

9-Sıcak temiz suyun tesise basılması için kullanılan hidrofor sistemi özel tasarlanıp, pik debi ihtiyacını karşılayacak kapasitede, sabit basınçda suyu en hızlı sürede vererek, boya makinelerini birkaç dakikada dolduracaktır. Bu sayede boyama zamanı kısaltılarak, üretim kapasitesi artırılmış olacaktır.

10-İnvertör sayesinde; pompaların devreye girip çıkmasında ve normal çalışma zamanında %10-30 elektrik tasarrufu sağlanmakta, pompaların mekanik ömrü uzamakta, pompaların bakım zamanı uzamakta, elektrik motoru çok iyi korunmuş olmaktadır.

11-Soft Starter sayesinde yedek pompa devreye girdiğinde ve sistem manuel çalıştığında elektrik tasarrufu sağlanmakta ve pompalar korunmaktadır.

12-Elektrik panosu üzerinden yapılan düzenleme ile İnvertör(asıl pompa) ve Soft Starter(yedek pompa) tüm pompalar için ayrı ayrı kullanılabilmektedir.

13-Sistemde, debi toplam olarak kayıt edilmekte, anlık, saatlik, günlük debiler görülmekte, elde edilen ısı miktarı kcal/h ve parasal (EURO veya $) olarak kayıt edilebilmekte, giriş çıkış sıcaklıkları, sıcaklık farkı kayıt edilmekte ve geriye dönük olarak bakılabilmektedir.

21 Temmuz 2009 Salı

İkinci elde az tüketen arabalar hangileri? Yakıt tasarrufu nasıl yapılır...

Bütçelerine uygun dizel otomobil almak isteyenler için, bir depo yakıtla 1400-1500 kilometre yaptığı iddia edilen dizellerin ikinci el fiyatlar.

Akaryakıt fiyatlarının ağır vergiler yüzünden yüksek seyretmesi, tüketicileri 'dizelin de cimrisi olsun' diye tercihler yapmaya zorluyor. Fabrika verileri ve test sürüşlerine göre, piyasada HDİ, TDCİ, CDTİ, dCİ gibi motor seçenekleri ile sunulan dizeller içinde, en düşük ikinci el fiyata sahip olanı Citroen Saxo... Halen üretimi yapılmayan bu dizelin ikinci eldeki 2000-2002 modelleri 11 bin YTL ile 16 bin 500 YTL arasında el değiştiriyor.

1.5 motordan küçük dizeller içinde ikinci el fiyatı 40 bin YTL seviyelerini bulan ve hatta geçen Megane II ise bir depo benzinle şehirler arası yolda 1200-1300 kilometre gibi menzillere ulaşması ile dikkat çekiyor. Dizel motora sahip araçlar arasında, 1500 cc'den düşük silindirli modellerin 100 kilometredeki yakıt tümetimi şehir içinde 4.5-5 litre olurken, şehirler arası yolda 4 litrenin de altına düşebiliyor.

DİZELCİLERDEN ÖNERİLER

Düşük motorlu dizeller arasında, Peugeot 206 1.4 HDİ, Ford Fiesta 1.4 TDCİ, Opel Corsa 1.3 CDTİ, Nissan Micra 1.5 dCi, Fiat Pundo 1.3 multijet, Hyundai Accent Era CRDİ, Hyundai Getz CRDİ, Kia Cerato CRDİ, SEat İbiza TDİ, Toyota Corolla D-4D, Volkswagen Polo TDİ, Skoda Fabia TDİ, Citroen Xara HDİ gibi modeller 4-5.5 litre arasındaki yakıt tüketimleri ile dikkat çekiyor.

Otomobil sürücüleri, internetteki 'Dizel' konulu forumlarda ilginç ifadeler kullanıyor:

"Benim Citroen Saxo'm, 100 km'de 4.2 yiyor."

Volkswagen Lupo da şehir içi ve uzun yolda az yakıyor."

"Hyundai Eccent Era 1.5 dizel 100 km'de 4 ve Getz 1.5 dizel 3.9 litre yakıyor.

"Seat İbiza 2006 modelini (1.4 TDİ 1 yıldır kullanıyorum. Tüketimi 100 km'de 3.8 lt. Üstelik bence performansı da çok iyi."

"C2 1.4 HDİ ,1 litre mazot ile 29 km gidiyor.

NASIL AZ YAKARSINIZ

Uzmanlar, tasarruflu sürüş için yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor:

. Arabayı çalıştırırken gaza basmayın.
. Hareket ettikten hemen sonra ikinci vitese geçin.
. 3. ve 4. viteste hızlı gidin. Bu arada tüketim artar ama yol da alırsınız.
. Vites büyütmek için motorun bağırmasını beklemeyin.
. 15 saniyeden fazla süren beklemelerde motoru kapatın.
. Arabanıza üst bagajı takmayın. Bunlar tüketimi yüzde 50 artırır
. Arabaya fazladan yüklenen her 100 kilo yaklaşık 1 litre daha fazla yakıt tüketimi anlamına gelir.
. Sabah motor çalıştırıldıktan sonra, 30 saniye kadar ısıtılmalı.
. Araç düşük hızda hareket ettirilerek motorun ısınması sağlanmalı.
. Şehir içinde gereksiz hızlanma, gereksiz frenleme yakıt tüketimini artırır.
. Belirli hıza erişildiğinde yüksek viteste sabit hızla gidilmeli.
. Şehirlerarası yolda 90 kilometre hızın üstü yakıt tüketimini artırır.
. Araçtaki klima, elektrik cihazları mümkün olduğunca kullanılmamalı.
. Camların kapalı tutulması önemli ölçüde yakıt tasarrufu sağlar.
. Motor soğukken fazla yakıt tüketir.
. Aracın motoruna uygun yakıt kullanılmalı.
. Lastik havaları düzenli olarak kontrol edilmeli.
. Lastik hava basıncının az olması yakıt tüketimini artırır ve lastikleri aşındırır.

ÇOK TARTIŞILAN BİR KONU: YILDA 30 BİN KM'DEN AZ YOL KAT EDENLERİN DİZEL ALMASI MANTIKLI MI ?

OTOMOBİL uzmanlarının bile tartıştığı bir konu var. Bazı otomobil uzmanları, yılda 30-35 bin km yol yapmayanların dizel araç almasını 'pahalı bir yatırım' olarak niteliyor. İkinci el'de benzinli modeller, aynı markanın dizeline göre 5-10 bin YTL'ye varan miktarda ucuz alınabiliyor. Otomobil uzmanları, "Son dönemde motorin fiyatı, benzinden çok arttı. Bu olumsuz bir etken" diyor. Çukurova Üniversitesi Otomotiv Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kadir Aydın ise "Yılda 30-35 bin kilometre yapanlara dizel araç öneriyoruz. Aynı silindir ve motor hacminde olup da yılda 10-15 bin kilometre yapanlar için benzinli araçlar avantajlı" dedi. Pompa ve enjektör arızaları normal dizel araçlarda 1000 YTL, lüks olanlarında 5-6 bin YTL’ye kadar çıkarken, benzinli araçlarda ise bu rakamın 300 YTL civarında.

İKİNCİ EL DEĞERİ YÜKSEK

Bazı otomobil uzmanları ise dizellerin avantajını anlatırken, "Dizellerin tork'u (çevirme gücü) benzinliye göre fazla. Örneğin, 1.3 multijetle 1.4 benzinli motoru karşılaştırırsak, iki araç da 30 km hızda ve 3. viteste giderken aynı anda gaza yüklenirse multijet, benzinliden ataktır. Ayrıca, dizellerin ikinci el değeri daha yüksektir" diye konuşuyor. İkinci el'de 2006 model 1.3 motorlu ve 75 beygir gücündeki benzinli Opel Corsa 1.2 Twinport Essentia 18 bin 500 YTL'ye satılırken; 2006 model, 80 beygir gücündeki benzinli Corsa 1.2 Silverline Sport 25 bin YTL'den alıcı bekliyor. 2006 model, 1.3 motora sahip 70 BG'lik dizel Corsa CDTİ'ler de 24-27 bin YTL arasında.

ALIRKEN VERGİSİNİ ÖĞRENİN

DİZEL otomobillerin çoğu, 1.6 litrenin üzerinde motora sahip... Bu nedenle, Türk vergi sistemi yüzünden yüksek vergi ödemek zorunda kalabilirsiniz. Otomobil almadan önce bu noktaya da dikkat etmeniz gerekiyor.
Yeni teknolojiye sahip dizel motorlu otomobillerin görünümü benzinli otomobillere çok benziyor. Bu yüzden, benzincide pompacılar otomobilinizi ‘kurşunsuz benzin yakıyor’ gibi algılayabilir. Depoya yanlışlıkla benzin konulması olaylarıyla çok sık karşılaşılıyor. Deponuza yanlışlıkla benzin konulursa, motoru çalıştırmadan önce konulan benzini depodan çıkartmanız gerektiğini unutmayın.
Otomobilinizin motoru soğukken, kontağı yarım çevirerek uyarı ışıkların sönmesini bekleyin. Gerekli sistemler ısındığında ışıklar söner ve motor soğuk olmasına rağmen tek seferde çalışır. Motor soğukken ısınmasını bekleyin. Kalkış esnasında soğuk motor, konforu bozacak şekilde sarsıntılı olacaktır.

HANGİ MARKANIN DİZEL MOTORLUSU KAÇ YTL'DEN SATILIYOR

DİZEL kullanıcılarının en çok önerdiği düşük motorlu dizel araçlar içinde, Citroen C2'nin ikinci elde oluşan değeri, 17 bin YTL ila 23 bin YTL arasında. Örneğin, 2006 model C2 1.4 HDİ, 4 bin 500 kilometrede ve 23 bin YTL'den satılırken, 45 bin kilometrede ve 2005 model C2 için ise 20 bin YTL isteniyor. 92 bin kilometredeki, 2005 model C2'ye de 17 bin YTL fiyat biçiliyor.
Citroen'in üretimini yapmadığı dizellerden Saxo, 11 bin YTL ile 16 .in 500 YTL aralığında el değiştiriyor. Citroen Xsara HDİ için de 18-23 bin YTL aralığında ikinci el fiyatı oluşuyor.
Citroen'in C3 modelinin düşük motorlu dizellerine de ikinci elde istenen fiyatlar 15 bin 500 YTL ile 25 bin YTL arasında değişiyor. Renault'un Clio ve Megane modellerinin ikinci elde oluşan fiyatları da 12 bin YTL ile 40 bin YTL arasında. Renault teknolojisi ile üretilen Dacia Logan dizeller ise ikinci elde 18-22 bin YTL aralığında satılmayı bekliyor.
Bu arada Seat İbiza ve Cordoba'lar ise 19 bin 500 YTL ile 30 bin YTL aralığında alıcı bekliyor.
Ford Fiesta'lar, 17 bin 500 ile 29 bin YTL arasında yeni sahiplerini bekliyor.
Hyundai'nin dizelleri 14 bin YTL ile 28 bin 500 YTL arasında satılıyor. Toyota Corolla'nın 1500 cc'nin altındaki silindir hacmine sahip modellerinden Corolla'nın 1.4 D 4D Sol HB'si, 2007 model ve 35 bin YTL fiyatla satılıyor. Smart Forfour 1.5 CDİ'nin 2005 modeli, 14 bin 400 Euro fiyatla satışa sunuluyor. Skoda Fabia'lar 18 bin-20 bin 500, Peugeot'lar ise 13 bin 500-29 bin YTL arasından satılıyor.

Az yakıtla, çok yol nasıl yapılır ?

Hızla artan akaryakıt fiyatlarıyla mücadele etmenin en iyi yolu olabildiğince sakin otomobil kullanmaktan geçiyor. İşte araç kullanırken yakıt tasarrufu yapmanın 10 altın kuralı:

Geçtiğimiz yıl ülkemizdeki akaryakıt fiyatları bir önceki yıla göre yüzde 15’lere varan oranda artış gösterdi. Portreye yakıt türleri açısından ayrıntılı bakarsak; geçtiğimiz yılın ilk aylarında 2.34 YTL’ye satılan 95 oktanlık kurşunsuz benzin bir yıl aradan sonra yüzde 13’lük bir artışla 2.65 YTL’ye satılmaya başlandı. Çoğu kişinin akaryakıt zamlarıyla mücadele etmek için tercih ettiği motorindeki senaryoysa daha üzücü. Buna göre Ocak 2005’te litresi 1.87 YTL’ye satılan motorin Ocak 2006’da 2.18 YTL’lik bir fiyat etiketi taşır hale geldi. Bu rakamlar hangi yakıt türü seçilirse seçilsin artış düzeyinin enflasyona oranla bir hayli yüksek kaldığını gözler önüne seriyor. Sizler için daha az yakıt tüketmenin yollarını araştırdık. Önerilerimize kulak vererek zamlardan minimum düzeyde etkileneceğinize inanıyoruz.

Gaz pedalıyla dost olun!

Halk arasında ağızdan ağza dolaşan bir deyim vardır. Açıkçası bu yakıt tasarrufu yapmanın altın kuralını ortaya koyuyor. Kesinlikle tahmin ettiğiniz gibi; “Gaz pedalına altında yumurta varmış gibi bas”. Hız yapmak için gaz pedalının sonuna kadar basmaya ihtiyaç yok. Bunun için otomobili fazla zorlamadan hızlandırmak ve hızı korumaya çalışmak yeterli. Otomobiliniz enjeksiyonluysa yokuş aşağı inerken gaza basmayın; ilerlemek için yer çekiminden faydalanın. Bilindiği üzere yokuş aşağı inerken gaza basılmazsa enjeksiyonlu otomobiller yakıt tüketmiyor. Ancak yokuş inerken kesinlikle vitesi boşa atmayın ve kontağı kapatmayın. Vites boşa atıldığında motora yakıt girişi kesilmediğinden tüketim devam eder. Ayrıca motor kompresyonu ortadan kalkacağından otomobili durdurmak güçleşir. Kontak kapatıldığındaysa fren sistemi çalışmadığı için yapılacak yakıt tasarrufuna karşılık ciddi kazalarla karşı karşıya kalabilirsiniz.

Yokuş çıkarken az yakıt tüketmek için yüksek viteste tam gaz yapmaktansa daha düşük viteste yarım, hatta çeyrek gaz yapmak daha doğru olur. Hız sınırlarına uymaya ve gereğinden fazla hızlı gitmemeye gayret edin. 90 km/s´den sonraki her 1 km/s artış yakıt tüketimini yüzde 1 oranında artırır. Saatte 120 km hızla giden bir araç 80 km/s hızla giden bir araca göre yüzde 25 daha fazla yakıt tüketir. Ayrıca yakıt tüketimini artıran ´saldırgan´ sürüşten kaçının; ancak az yakıt tüketmek için çok düşük devirlerde de sürekli yol almaya çalışmayın. Çok düşük devirlerde kullanılan bir otomobilin motoru daha çabuk yıpranır; bu da yakıt tüketimini azaltarak yapılan tasarrufun tamir ve yedek parçaya verilmesine neden olur.

Rölantide ısıtmayın!

Motoru rölantide ısıtmak yakıt tüketimini artırır. Motoru çalıştırıp hemen yola çıktığınızda yaptığınız birinci kilometre sonunda otomobilin yaktığı yakıt üç dakika rölantide çalışarak yaktığı kadardır. Yapılan bir teste göre 1.6 litrelik motor taşıyan kompakt sınıftaki bir otomobil 0 (sıfır) derece hava sıcaklığında marşa basıldığı andan 10’uncu kilometrenin sonuna kadar yaklaşık 4 litre yakıt tüketiyor. Motor normal çalışma sıcaklığına dört kilometre yol katedildikten sonra ulaşıyor ve tüketim fabrika verilerine yakın hale geliyor. Bu nedenle özellikle soğuk havalarda kısa mesafelerde otomobil kullanmak yerine yürümeyi tercih edin.

Doğru viteste ilerleyin!

Birinci vites otomobile hareket vermek için tasarlanmıştır. Uzun süre bu viteste gidilirse yakıt tüketimi anormal miktara yükselir. Vites değiştirirken motorun üst devirlere çıkarmaktan kaçının. Her motorun maksimum devir sayısı ve en verimli çalıştığı devir aralığı vardır. Bu devir otomobilden otomobile değiştiği için teknik verilerine bakarak ya da servislere danışılarak öğrenilebilir. Teknik verilerde ´maksimum tork´ adı altında görülen değer genellikle motorun en verimli çalıştığı ve az yakıt tükettiği devirdir. Otomobilden otomobile değişmekle birlikte genellikle 2000-4500 d/d aralığında olan maksimum tork devrinde kalacak biçimde vitesler değiştirildiğinde yakıt tüketimi önemli ölçüde azalacaktır. Ancak hiç bir zaman fabrika verisi olarak açıklanan yakıt tüketimine ulaşmayı hayal etmeyin. Çünkü bu veriler 90 km/s hızda, rüzgarsız ortamlarda tespit edilen verilerdir.

Otomobili yol ve trafik koşullarına uygun kullanın. Ne kadar kararlı ve sakin otomobil kullanırsanız o kadar az benzin tüketirsiniz ve otomobiliniz de o kadar az yıpranır. Otomobili akan trafiğin hızına uygun kullanın. Aksi kullanım sürücünün ani frenaj ve ani hızlanmalara ihtiyaç duymasından ötürü yakıt tüketimini artırır. Önünüzdeki araçla yeterli takip mesafesi bırakın. Sık sık şerit ve hız değiştirmekten kaçının. Yavaşlamak gerektiğinde, örneğin kırmızı ışığa yaklaşırken hızı koruyup ani frenle durmak yerine ayağınızı gazdan çekerek otomobili motor kompresyonuyla yavaşlatıp hafif frenle durmak yüzde 15-20 oranında daha az benzin tüketmenizi sağlar.

Otomobilinizi hafifletin

Otomobilinizin üzerine monte ettiğiniz eşya yüklü portbagaj 100 km mesafede 2 litre, boş portbagajsa otomobilin aerodinamik yapısını olumsuz etkileyeceğinden yakıt tüketimini ortalama 0.5 litre artırır. Hız büyüdükçe hava direnci o oranda artacağı için portbagaj kullanıldığında yavaş gitmek göreceli olarak yakıt tasarrufu sağlayabilir. Otomobile fazladan takılan aynalar, süsler, o otomobil için özel olarak üretilmemiş spoylerler ve benzeri hava tutucu herşey aracın aerodinamik yapısını etkileyerek yakıt tüketimini artırır. Açık camlarla yolculuk yapmaksa neredeyse otomobilin iç mekanının bir paraşüt görevi görmesine sebep olur. Açık camlar şehir içi ya da şehir dışı yolculuklarda yakıt tüketimini 100 km´de en az 0.3 litre artırır; ancak camları kapatıp, varsa klimayı açmak da çözüm değildir; çünkü klima havanın sıcaklığına ve kullanılan kapasiteye göre yakıt tüketiminin 0.5-1 litre arasında artmasına neden olur. Unutmadan otomobilinde gereksiz yük bulundurmayın. Otomobilde bulunan her türlü ağırlık yakıt tüketimini olumsuz yönde etkiler. Tüketim artışı motor gücü düşük olan araçlarda daha belirginleşir. Standart bir otomobilde her 100 kg fazlalık için 100 km´de 1 litre tüketim hesaplanabilir. Bu nedenle otomobilde taşınan gereksiz eşyaları boşaltmakta yarar var.

Ve 10 İpucu

1- Aşırı hız yapmayın, yüksek devirlerde otomobil kullanmayın.
2- Ani kalkıştan ve frenden kaçının.
3- Yokuş aşağı inerken gazdan ayağınız çekin; vitesi boş atmayın, kontağı kapatmayın
4- Fazla ağırlıklardan kurtulun.
5- Aerodinamik yapıyı bozan eklentileri sökün.
6- Hava filtresini sık sık değiştirin.
7- Lastiklerinizi sık sık kontrol edin, hava basınçlarını fabrika verilerinde tutun.
8- Hız sabitleme sistemini sadece düz yollarda kullanın.
9- Uzun süre hareketsiz duracaksanız motoru kapatın, rölantide çalıştırmayın
10- Yaz aylarında klimayı ihtiyaç duydukça kullanın. Yolculuk boyunca sürekli açık tutmayın.

Lpg Kazanç Yakıt Tasarrufu Hesap Makinesi

Sizde kendi Araç Bilginizi forma girerek LPG ile 100 km'de ortalama ne kadar yakıt tasarrufu sağlayacağınızı görebilirsiniz.

http://www.lpghaber.com/html/otogaz-hesaplama.php Burdan Ulaşabilirsiniz

Araçlarda Yakıt Tasarrufu

Devir ekonomi devri. Maksimum yakıt tasarrufu için ne yapmak gerek? Lastik tercihi, lastikleri hava basıncı, yazlık-kışlık bakımlar, dizel-LPG-Benzin...?Maksimum tasarruf için yapılması gerekenler nelerdir?
Agresif kullanmayın

Agresif sürüşte, ölçülü sürüşle karşılaştırıldığında üç kata kadar daha fazla yakıt kullanılıyor. Özellikle şehir trafiğinde çok sert gaz ya da frenden sakının.

Yüksek viteslerde kullanın

Vites ne kadar yüksek olursa motor hızı da o kadar düşük olur. Bu, yakıt verimliliğini artırabilir. Otomatik vitesli araçlar, araba yeterli hızlanmayı gerçekleştirdiği zaman sürücü gaz pedalını hafifçe bırakırsa vitesler arasında daha çabuk geçiş yapar. Araçlarda vites değişimi 2000-2500 civarında olmalı.

Aşırı hız yapmayın

Araç ne kadar hızlı giderse o kadar fazla rüzgar direnciyle karşılaşır. Hız limitinden yalnızca 8 km/saat daha hızlı gitmek, yakıt tüketimini yüzde 23 artırır. Bazı araçlarda 130 km/s hızdaki yakıt tüketimi 80 km/s'ye göre neredeyse iki kat fazladır.

Motorun bakımını yapın

İyi ayar yapılmış bir motor yakıt tasarrufunu yüzde 4'e kadar geliştirebilir. Yağ ve bakım konusunda her zaman üreticinin tavsiyelerini uygulayın.

Lastik basıncı önemli

Doğru şişirilmiş tekerlekler aracın hareketini sağlamak için gereken enerji miktarını da azaltır. 69 milibar değerinin tam altında şişirilmiş bir tekerlek yakıt verimliliğini yüzde 3'e kadar düşürebilir.

Aşırı ağırlık taşımayın

Bir aracın içinde taşınan ekstra her 45 kilogram için yakıt verimliliği yüzde iki oranında düşebilir. Bu nedenle bagajda ve arka koltukta gereksiz eşyalar taşımayın.

Portbagajı kaldırın

Portbagaj ya da tavan çubukları kullanılmıyorsa sökülmeli. Bunlar, aracın aerodinamik etkinliğini olumsuz olarak etkileyerek araçta yüzde 5'e varan oranda yakıt tasarrufunu azaltır.

Boşta çalıştırmayın

Boşta çalıştırma işlemi aracı hiçbir yere götürmez ancak yine de yakıt harcar. Bir kuyrukta beklerken ya da birisini beklerken aracı sürmeniz gereken zamana kadar motoru kapatın.

Klimayı tutumlu kullanın

Klima tesisatı motora ek bir yük getirir ve kullanım sırasında fazladan yakıt kullanır. Ilık günlerde klimayı açmak yerine havalandırmayı kullanın.

Hava filtresini kontrol edin

Tıkanmış bir hava filtresinin değiştirilmesi, motorun korunmasına yardımcı olurken aynı zamanda yakıt tasarrufunu da yüzde 10 değerine kadar artırır.

Hızı dengeli tutun

Tamamen durmaktansa yanan kırmızı ışık yeşile dönene kadar daha erken yavaşlayın ve o hızda devam edin. Ayrıca bir tepenin başlangıç noktasına ulaşmadan önce hızınızı biraz artırın ve ardından motoru daha sert çalıştırmaya gerek kalmadan hızının aracı tepeye çıkarmasına izin verin.

Yokuştan boşta inmeyin

Yokuş yeterince dikse, gaz vermeden viteste inmek motora giden yakıtın tamamen kesilmesini sağlar. Motor, çalışması için yakıt gerekmediğini algılayarak yakıtı tamamen keser ve bu sayede eğime bağlı olarak sıfır yakıt tüketimiyle inmek mümkün olabilir. Araç boştayken daha çok yakıt tüketir.

4 Temmuz 2009 Cumartesi

Genel Su Tasarrufu

*Konutlarda yapılabilecek tasarruflardan bir tanesi de yağmur suyu kullanımı. Tuvaletlere ve çamaşır makinesine bağlantılı ve bahçenin sulanması için kullanılan yağmur suyu depoları, su tüketimini en az yüzde 40 azaltıyor.






Böyle basit bir sistem ile de kovaya dolan suyu tuvalet temizliğinde kullanarak sudan tasarruf edebilirsiniz. Suyun kovadan taşmamasına dikkat ediniz.





Lavaboda kullanılan suyu rezevuarda kullanılabilmek için tasarlanmış bir sistem örneği









Akıllıca, çok basit ve mantıklı bir lavabo . Rezervuar kapağını çıkartıp yerine kendisini yerleştiriyorsunuz, yada lavabolu rezarvuar. Gayet basit bir mekanizmayla rezervuara dolması gereken temiz suyun musluktan gelmesi ve lavabodan akan pis suyun da rezervuara dolmasını hedefliyor. Su tasarrufu ve küresel ısınmaya orjinal çareler!










Su Tüketimine Duyarlı Pisuvar

Hayatımızı sürdürmemiz için yegane ihtiyaç maddesi olan su, günümüzde küresel ısınmayla beraber daha da değerli olmaya başladı. Su tüketimini azaltmaya yönelik çalışmalar buna bağlı olarak artıyor. İşte onlardan birisi de Lee Isherwood tarafından tasarlanmış. Hem normal bir pisuvar gibi ihtiyacınızı görmenizi sağlıyor, hemde hemen üst kısmında bulunan sensörle çalışan musluğa sahip ufak lavabo ile ellerinizi yıkama imkanı veriyor. El yıkama ile ortaya çıkan su ile pisuvar temizleniyor ve su tüketimi en aza indirgenmiş oluyor.



*Diş fırçalarken, traş olurken musluğu açık bırakmayın.Kullanılmadığı halde açık bırakılan su harcaması, yılda kişi başına ortalama 12 tondur. 4 kişilik bir ailede bu rakam yaklaşık 48 tondur. Başlamadan önce diş fırçanızı ıslatın ve ağzınızı çalkalamak için bir bardak su kullanın.Traş bıçağınızı durulamak için, akar suyun altına tutmak yerine, küçük bir kaba az bir su koyun ve o suyun içerisinde temizleyin.



*Aile fertleri günde birer kez sifonu amacı dışında çekerse, yılda 16 ton su harcar. Çift haneli rezervuar yada stoplu rezervuar taktırtabilirsiniz. Rezervuara, su dolu 1,5 litrelik bir pet şişe yerleştirin yılda 2 ton su tasarrufu sağlayın. Rezarvuarınız sızıntı yapıp yapmadığını arasıra kontrol edin. Rezarvuara koyulan yiyecek renklendirici ile, tuvalette sızıntı olup olmadığını kontrol ediniz.





Sebze meyveler elde yıkamak yerine su dolu bir kapta yıkanırsa çok daha az su tüketilir. 4 kişilik bir aile bu yöntemle yılda ortalama 18 ton su kurtarabilir



*Hiç basit bir pedal yardımıyla suda ciddi bir tasarruf sağlanabileceğini düşünmüş müydünüz? Özellikle yurt dışında artan kullanım oranıyla dikkat çeken pedalların mantığı ise son derece basit. Yerde duran pedala ayağınızla bastığınızda su akmaya başlıyor ve çektiğiniz anda kesiliyor. Bu sayede %50'ye varan oranda tasarruf sağlanmış oluyor. Yine pedallar sayesinde daha önce kirli ellerle tutulmuş musluk vanasına temas kalktığından daha hijyenik bir kullanım mümkün oluyor.Dört kişilik bir ailenin pedal kullanması yılda 28 ton suya kadar tasarruf sağlıyor.

14 Haziran 2009 Pazar

Genel Elektrik Tasarrufu

Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü Ulusal Enerji Tasarrufu Merkezi’nce konutlarda elektrik enerjisinin verimli kullanılması konusunda hazırlanan broşüre göre, sadece aydınlatmada dikkat edilecek birkaç küçük ayrıntı bile önemli oranlarda elektrik tasarrufu yapılabiliyor.


Örneğin, akkor flamanlı 100 watt’lık (W) normal bir ampulle bir ailenin aylık tüketimi 100 kilovat saate (kWh) ulaşırken, aynı ışık akışını veren kompakt fluoresan ampul kullanıldığında aylık tüketim 20 kWh’ya kadar düşüyor. Türkiye’de tüketilen toplam elektrik enerjisi içinde aydınlatmanın payının yüzde 25 civarında olduğu düşünüldüğünde, bu, Türkiye genelinde ayda 1 milyar 120 milyon kWh’lık bir tasarruf anlamına geliyor.


Bu arada, akıllı sayaçlar ile puant tarifesinden yararlanarak, elektrik tüketiminin indirimli ücret tarifesi uygulanan zaman dilimlerine kaydırılmasıyla, aynı miktarda tüketilen elektrik için daha az ücret ödeniyor.


Standartlar, kalite, güven ve değişebilirlik açısından kesin garantiler ifade eder. İhtiyacı en iyi şekilde karşılayabilecek bir ürün seçimi, bazen çok uzun zaman ve çaba harcanmasını gerektirebilir. Bunun sonucunda hatalı seçim yapmak ve memnun olmamak da mümkündür. Oysa bu karşılaştırma, tercih ve seçim işlemleri, standartlar sayesinde çok kolay ve kısa bir süre içinde başarı ile sonuçlandırılabilir.


Gelecekte bütün elektrikli ev aletleri, enerji tüketimlerini gösteren etiketleri bulundurmak zorunda olacaklardır. Avrupa Birliği ülkelerinde, ilk aşamada buzdolapları ve derin dondurucular için bu sınıflandırma yapılmıştır. Ülkemizde de, Avrupa Birliği mevzuatlarına parelel olarak enerji etiketlemesi ile ilgili yasal düzenleme çalışmaları tamamlanmak üzeredir.



Elektrikli ev aletlerinde enerji etiketlemesi ile;

  • Tüketiciye alacağı ürünün yılda ne kadar enerji tüketeceği bilgisinin satınalma sırasında sağlanması,

  • İmalatçıların ürettikleri cihazların enerji tüketimlerini azaltmak için önlem almaya teşvik edilmesi

dolayısıyla enerjinin akılcı ve verimli kullanılmasının sağlanması amaçlanmıştır.


Enerji Etiketi Örneği



Etikette yer alacak bilgiler aşağıdaki şekilde olmalıdır.

  • İmalatçının adı veya ticari markası yazılacaktır
  • İmalatçının model tanımı belirtilecektir.
  • Cihazın enerji verim sınıfı EK- V’ e uygun olarak belirlenecektir. Uygun harf ilgili ok işareti ile aynı hizaya yazılacaktır.
  • Bir ürüne Avrupa Topluluğu Konseyi’nin 880/92/EEC sayılı direktife istinaden “Topluluk çevre etiketi ödülü” vermesi halinde,
  • Enerji Tüketimi, 5 inci maddenin üçüncü fıkrasının (d) bendinde belirtilen standarda uygun olarak ve kWh /yıl cinsinden açıklanabilir. (24 saatteki tüketim x 365 belirtilecektir).
  • Yıldız vererek belirtilmesi gerekmeyen (çalışma sıcaklığı > -6°C olan) tüm gıda saklama bölümlerinin net depolama hacmi toplamı yazılacaktır.
  • Yıldız vererek belirtilmesi gereken (çalışma sıcaklığı £ -6°C olan) tüm dondurulmuş gıda saklama bölümlerinin net depolama hacmi toplamı belirtilecektir.
  • Belirtilen standartlara göre dondurulmuş gıda saklama bölmesinin yıldız sayısı. Bu bölme için yıldız verilmesi gerekmiyorsa bu satır boş bırakılacaktır.
  • Gürültü seviyesi (desibel cinsinden) yazılacaktır.

AB Enerji Verimliliği Etiketi sınıflandırması bir aletin yıllık enerji tüketimi bazında yedi gruptan oluşmaktadır. A harfi en düşük enerji tüketim sınıfını göstermektedir. A sınıfı bir elektrikli alet almanız durumunda ortalama enerji tüketiminden % 45 daha az enerji tüketecektir. G harfi sınıfına ait bir alet de ortalama enerji tüketiminden en az %25 daha fazla enerji tüketecektir. Böylece A, B ve C harfli sınıfa ait elektrikli aletlerin tüketimi ortalama tüketimden daha düşük olacaktır.

Zaman Tasarrufu

Zamandan tasarruf, zamanınızı boşa geçirmemek ve yapılacak işleri en kısa zamanda yaparak gün içerisindeki zamanımızı verimli kullanmaktır. Bu da gün içerisinde yapacağımız işleri planlamak ile başlar.
Bilgisayar karşısında geçirdiğimiz zamanın çok büyük bir kısmını bilgisayara veri girişi oluşturmaktadır. Bilgisayara veri girişini sağlayan en önemli öge klavyedir. Klavyenin etkin kullanılmaması, bilgisayara veri girişini oldukça yavaşlatmakta bu da çok önemli olan vaktimizin israfına neden olmaktadır. Oysa on parmak metodunu öğrenerek, bilgisayara veri girişlerinizi kat kat artırabilir, böylece zamandan ciddi tasarruf sağlayabilirsiniz. Ayrıca on parmak metodu sayesinde yazarken ellerinize ve ekrana bakmadığınız için göz sağlığınızın bozulmasını ciddi ölçüde önlemiş olursunuz.

Gün içerisinde yoğunluktan internette sayfalar arasında gezinti yapmak bile bazen zor olmakta, dosya indirmek bazen işkence olmakta ise gece yarısından sonra internet bağlantı hızınız artacağı için dosya indirme işlemlerinizi gece yarısından sonra yapmanızda yarar vardır.

Bakın zamandan tasarruf için neler yapıyorlar: ABD'nin en büyük iletişim firmalarından Qwest'in Colorado eyaletindeki yöneticileri, sahada çalışan işçilerin tuvalet ihtiyaçlarını gidermek için zaman kaybetmelerini önlemek amacıyla çalışanlara idrar torbaları dağıttı. ABD'nin Rocky Mountain News gazetesinde yayınlanan haberde, şantiye şefinin 25 erkek işçiye idrar torbası dağıtarak, ihtiyaçlarını gidermek için tuvalet arayarak zaman kaybetmemelerini istediği belirtildi.

İşten artmaz, dişten artar.

  • İşten artmaz, dişten artar.

Kazanç ne kadar çok olursa olsun, tutumlu davranılmazsa para biriktirilemez. Tasarruf, savurganlık yapmamak, tüketimi kısmakla mümkündür ancak.

Damlaya damlaya göl olur

  • Damlaya damlaya göl olur

Her çok azdan olur. Küçük ve önemsiz şeyler birikerek büyük şeyleri meydana getirirler. Bunun için küçüktür, azdır, önemsizdir deyip hiçbir şey hor görülmemelidir; bunların önemi bilinmeli, çarçur edilmemelidir.

Elektrik Tasarrufundan Sorumlu Personel

1- İşletme ve kurumlarda elektrik tasarrufu ile ilgili alınan önlemler ile tedbirlerden ve bunların uygulamaya geçirilmesinden başta idari yetkililer olmak üzere bütün personel silsile yoluyla sorumlu olmalıdır.

2- Elektrik tasarrufu planlarının uygulanmasını sağlamak üzere gerekli bütün tedbirler alınmalı ve sorumlu personel görevlendirilerek bu planın uygulanması sürekli olarak takip ve kontrol edilmelidir.

3- En etkin elektrik tasarrufu maksadıyla, alınması gerekli tedbir ve önlemlerin disiplini ile elektrik tasarrufunun sağlanacağı hususunda silsile yolu mahiyetindeki personeli bilgilendirmek ve özendirmek için eğitim programı hazırlanmalı ve periyodik olarak uygulanmalıdır.

4- Fabrika ve sanayi işletmeleri gibi iş yerlerinde; enerji tasarrufu ile ilgili afiş ve posterlere yer verilmeli, elektrikle çalışan makine, araç ve gereçlerin üzerine enerji tasarrufu ile ilgili etiket veya tabela konulmalı, cihazların harcadıkları enerji üzerinde gösterilmelidir.

5- Elektrik tasarrufundan beklenilen faydanın azami bir şekilde sağlanabilmesi için; elektrik dağıtım ve iletim tesisatı ile elektrikle çalışan makine, araç ve gereçlerin bakım ve kontrollerinin zamanında yapılması gereklidir. Bu nedenle; işletme ve kurumlar kendi envanterlerinde bulunan elektrik dağıtım ve iletim tesisatının elektrikli cihazların periyodik bakımlarını yaptırarak kayıt altına almalı, bakım disiplini ile performanslarının en üst seviyede tutulmasını sağlamalıdır.

Elektrik Tasarrufu Yapmak İçin Tutulması Gereken Kayıtlar

1- İşletme ve kurumlarda mevcut her bir elektrik sayacı için ayrı elektrik tüketim defteri tutulmalıdır. Günlük tüketimler görevlendirilen personel tarafından kontrol edilerek formata uygun olarak imza edilmelidir. Günlük tüketimde meydana gelen önemli artışlar veya azalmalar yetkililere bildirilmelidir. Günlük tüketim defteri her hafta kontrol edilmeli ve onaylanmalıdır. Gerek günlük tüketimde, gerekse haftalık tüketimde bir önceki haftaya göre önemli artışların meydana geldiği belirlenmesi durumunda bunların nedenleri araştırılmalı ve giderici tedbirler alınmalıdır.

2- Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (TEDAŞ)’ ın tahsilat memurlarının elektrik sayaçlarını okumaları, işletme ve kurumlarda elektrik tasarrufu ile ilgili görevlendirilen personelin nezaretinde yapılmalı, tahsilat makbuzlarındaki tüketim miktarları ile birlik kayıtları karşılaştırılarak fark olması halinde aksaklığın nedeni bulunmalı ve giderilmelidir.

3- İdari yetkililer, işletme ve kurumlarda elektrik tahsilat makbuzlarını, önceki yılın aynı dönemindeki ve tahsilat makbuzunun kesildiği tarihten bir önceki dönemdeki tüketim miktarları ile karşılaştırarak tüketimdeki artış ve azalmayı tespit etmeli, artış varsa nedenleri araştırılmalı, giderici tedbirleri alınmalı, ihmal veya kusuru bulunanlar hakkında işlem yapılmalıdır.

4- TEDAŞ enerji girişinde aktif, reaktif ve kapasitif sayaç bulunan işletme ve kurumlar, her gün anılan sayaçların kaydettiği enerji sarfiyatını kaydetmeli, reaktif sayacın kaydettiği değerin aktif sayaç değerinin % 33’nden fazla ve kapasitif sayacın kaydettiği değerin aktif sayaç değerinin % 20’nden fazla olmamasına dikkat edilmelidir. Sayaç değerleri belirtilenden fazla ise kompanzasyon sistemi ayarları kontrol edilmeli ve arıza olup olmadığı kontrol edilmelidir.

1- Elektrikle Çalışan Makine, Araç ve Gereçlerin Kullanımında Alınacak Tasarruf Tedbirleri

1- Mümkün olduğunca asansörler 4/5 nci kata kadar kullanılmamalı ve daha yukarı katlara çıkıp inmek için kullanılmalıdır.
2- Arızalı cihazlar ehliyetli kişiler tarafından hemen onarılmalıdır.

3- Meydana gelecek elektrik kısa devrelerinden dolayı cihazın yanmasını ve böylece gereksiz onarım masrafını önlemek için elektrik cihazları ve tesisatının uygun koruyucu tertibatla (sigorta, V-otomat ve röle) donatılmalı, cihazların mutlaka sıfırlaması ve koruma topraklaması yapılmış olmalıdır.

4- Elektrikle çalışan makine, araç ve gereçler; anma geriliminde çalıştırılmalı, gerilim değeri periyodik olarak kontrol edilmeli aşırı gerilim düşmesinin sebebi olan zayıf bağlantılar ve ark yapmış kontakların bakımı yapılmalıdır. Düzenli bir bakım enerji tasarrufu sağladığı gibi tesisatın ve cihazların ömrünü uzatır, ark ve korozyonu önler.

5- Üç fazla elektrik dağıtım sistemlerinde, fazlar arası gerilim farklılığı (giriş geriliminin % 2,5’i kadar farklı olduğunda) elektrikle çalışan makine, araç ve gereçlerin verimliliğini azaltır, aşırı ısınmaya neden olur ve enerji tüketimini artırır. Enerji tasarrufu için gerilim dengesizliği, fazlar arası gerilimin % 1’ni aşmayacak şekilde dağıtım transformatöründe uzman kişilerce ayarlanarak giderilmelidir.

6- Enerji tasarrufu sağlamak ve eldeki tesisatın verimliliğini artırmak amacıyla eski, verimsiz ve ekonomik ömrünü doldurmuş cihazlar değiştirilmelidir.

7- Verimi yüksek elektrik motorları kullanılmalıdır. Motorları soğutmak için yeterli hava sirkülasyonu sağlamak maksadıyla filtreleri ve havalandırma yuvaları periyodik olarak temizlenmelidir.

8- Elektrik dağıtım ve iletim sistemlerinde güç faktörünün yükseltilmesiyle reaktif enerjiye ücret ödenmeyeceğinden enerji tasarrufu sağlanacağı bir gerçektir. Bu nedenle reaktif enerjiye ücret ödenmemesi için işletme ve kurumlara ait ana dağıtım sisteminde güç faktörünü 0,95-1,00 aralığına yükseltilecek şekilde reaktif güç kompanzasyon sistemi yapılmalıdır. (Reaktif enerji, çekilen aktif enerjinin 0,33 katını geçmemelidir.)

9- Kompanzasyon sisteminden beklenilen faydanın sağlanması amacıyla; sistemin doğru çalışmasını sağlamak için periyodik bakım ve kontrollerini düzenli olarak ehliyetli kişiler tarafından yapılmalıdır.

10- Elektrikle çalışan makine, araç ve gereçlerin ihtiyaca cevap verecek şekilde seçimi yapılmalıdır.

11- Buzdolaplarının koruyucu bakımları (serpantinlerin aylık olarak metalik olmayan fırça ile temizlenmesi, otomatik defrost’un yılda bir defa ehliyetli kişilere ayarının yaptırılması ve kapıların açık pozisyondan otomatik olarak korunması için seviye ayarının yapılması) aksatılmamalıdır. Buzdolabı; hava alacak şekilde (duvardan en az 10 cm. mesafede olmalı, etrafı toz ve hava sirkülasyonunu etkileyici maddelerden uzak tutulmalı) yerleştirilmeli, ısı kaynaklarından (fırın, radyatör, soba ve güneşli ortam v.s.) uzak tutulmalı, sıcak yemek konulmamalı, boşluk kadar enerji tasarrufu sağlanacağından gereksiz ve fazla paketler konulmamalı, üzeri kaplanması gereken paketler ince plastik filmlerde kaplanmalıdır.

12- Klimaların koruyucu bakımları (kullanım broşüründeki bakımların periyodik olarak yapılması, düzenli olarak filtrelerin değiştirilmesi ve fan kayışlarının ayarlanması gibi) yapılmalıdır.

13- Klimalar çok zorunlu olmadıkça çalıştırılmamalı, personele bu konuda eğitim verilmelidir.

14- Elektrikli fırın kullanılan yerlerde ön ısıtma yapılmamalıdır. Kullanım esnasında fırın kapağı açılmamalıdır. Mikro dalga fırınlar, daha ekonomik olduğundan kullanımda daha az enerji tüketmesi nedeniyle klasik fırınların yerine kullanılmalıdır.

15- Yemek pişirme veya ısıtma işlemi elektrik ocak ve gaz kullanan ocaklarda yapılmalı ve bu amaç için fırınlar ekonomik olmadığından kullanılmamalı, birden fazla fırın bulunması halinde, kapasiteden azami istifade edilecek şekilde uygulama yapılmalıdır.

16- Çamaşır makinelerinde, çamaşırı yüksek sıcaklıkta yıkamak yerine ılık veya soğuk su ile yıkama tercih edilmeli, çalkalama soğuk suyla yapılmalı, yıkama programları tam kapasite ile çalıştırılmalı ve mümkünse çamaşırları gün ışığında kurutmak adet haline getirilmeli ve zorunlu olmadıkça kurutma makineleri kullanılmamalıdır.

17- Bulaşık makinelerinde, gerektiği durumlarda sıcak su yerine soğuk su kullanılmalı ve zorunlu olmadıkça 55 C su sıcaklığını geçmemelidir. Tam kapasite dolmadıkça bulaşık makinesi çalıştırılmamalıdır.

18- Elektrik süpürgelerinin torbası sık boşaltılmalı, eskimiş fırçaları değiştirilmeli ve yılda en az bir defa motor bölümü açılıp fiziki temizlik yapılmalıdır.

19- Televizyon, radyo ve müzik setleri ses duyulacak şekilde kullanılmalı ve zorunlu hallerin dışında küçük ekranlı televizyonlar kullanılmalıdır.

20- Ütüleme işi bitirilmeden 5 dakika önce, ütü prizden çekilmelidir. Enerji tasarrufu için çamaşırların nemli olarak ütülenmesi, buharlı ve termostatlı ütülerin tercih edilmesi önemli faktörlerdir.

21- Saç kurutma işlemi mümkün olduğu kadar havlu ile makine kullanılmadan yapılmalıdır.

22- Elektrikle çalışan mekanik aksamlı makine, araç ve gereçlerin mekanik aksamlarının (kayış-kasnak, dişli tertibatı ve rulmanlı yataklar) periyodik bakımları aksatılmamalıdır

23- Buzdolabındaki derin dondurucudan çıkartılacak donmuş malzeme bir gün önceden buzdolabına konularak çözülmeye bırakılmalıdır. Çözülme esnasında buzdolabına soğukluk vereceğinden soğutma için daha az enerji harcanacağından tasarruf sağlanmış olacaktır.

24- Buzdolaplarına konulmadan önce her şey oda sıcaklığında olmalı, sıvıların üstleri kapatılmalı, kapıyı fazla açık tutmamalı ve aranılan şeyi çabuk bulmak için malzemeler (bilhassa derin dondurucuda) etiketlenmelidir.

25- Buzdolaplarında 5-6 mm. kalınlıktan daha fazla buzlanmaya müsaade edilmemeli ve düzenli aralıklarla buz eritilmek suretiyle aşırı buzlanmanın önüne geçilmelidir.

26- Ocak ve fırınlarda açık ve yayvan kapla su ısıtılmamalı ve ihtiyaç kadar su ısıtılmalıdır. Pişirme işlemi yapılıyorsa pişirme süresinden birkaç dakika önce ocak veya fırın kapatılmalıdır.

27- Çamaşır makinelerine tavsiye edilenden fazla deterjan konulmamalıdır. Zira aşırı deterjan yıkamayı güçleştirir.

28- Bilgisayarlar sadece ihtiyaç olduğunda çalıştırılmalı ve ihtiyaç olmadığında mutlaka kapatılmalıdır.

İşyerlerinde Elektirik Tasarrufu

Türkiye’de son dönemde içinde bulunduğu enerji krizi sebebiyle, kriz yönetimine katkıda bulunulması ve ülke ekonomisine fayda sağlanması amacıyla özellikle elektrik enerjisi tüketiminde personelin bilinçlendirilmesi önem arz etmektedir.Enerji tasarrufundaki personel faktörünün önemi dikkate alınarak, her kademedeki personele gerekli eğitim verilmeli ve uygun yerlere gerekli uyarı afişleri asılmalıdır.Göz ardı edilmeyecek bir konuda, kullanma suyunu, basınçlı havasını kendi imkanlarıyla sağlayan işletmelerin bunlarda yapacakları tasarruf ve gerekli kontroller elektrik tüketimine olumlu yönde yansıyacaktır. Isı, basınçlı hava ve su kaçaklarını izole etmek, suyu gereksiz yere harcamamak gereklidir. Isı ana hatlarına termostat konularak ısının belli değerin altına düştüğünde ısıtma apareylerinin (fanlarının) otomatik olarak kapatılması, üfürücü motorlarının gereksiz yere çalışması önlenmelidir. Suyu kuyudan elektrikle çalışan pompa sağlar, Basınçlı havayı elektrikle çalışan kompresör sağlar. Bunlarda yapacağımız tasarruf ve kaçak izolasyonu elektrik tüketimini de azaltacağı unutulmamalıdır.

2- İşletme Ve Kurumlarda Elektrik Kullanımı ve Aydınlatmada Alınacak Tasarruf Tedbirleri

1- İşletme ve kurumlarda elektrik iletim, dağıtım ve aydınlatma tesisatına ait plan ve proje bulunmalı, buna göre tesisatın bakım ve kontrol sorumluluğu yerine getirilmelidir.

2- İşletme ve kurumlarda, şartnamelere uygun olmayan ve TSE damgası bulunmayan elektrik malzemeleri kullanıldığından, sık arızalar meydana gelmekte, bunun neticesinde yangın tehlikesi artmakta, elektrikle çalışan cihaz ve makineler arızalanmakta, hatta yaralanma ve ölümler olabilmektedir. Bu nedenle, elektrik tesisatının değiştirilmesi veya onarımını gerektiren durumlarda, gerek emniyet gerekse tasarruf maksadıyla TSE damgası bulunan malzemeler kullanılmalıdır.

3- Bina ve tesislerin elektrik tesisatına proje/plan harici ilaveler yapılmamalıdır.

4- Kullanılmayan bina, tesis ve bölümlerde elektrik ana sigorta/şalterden kesilmelidir.

5- Herhangi bir oda veya çalışma yerinde birden fazla lamba veya flüoresan olması halinde, sadece aydınlatmaya yetecek miktarda ışık kullanılmalıdır. (Örneğin 4 fluoresandan 1 veya 2 tanesi kullanılmalıdır.) Bu maksatla, lüzumsuz olan ışıklar yetkili kişilerce tespit edilerek, devreleri bizzat elektrik sorumlusu tarafından iptal edilmelidir.

6- Haftalık kontrol ve muayeneler esnasında bütün elektrik hatları gözden geçirilmeli, telefon kablolarının elektrik direk ve tellerine temas etmesine müsaade edilmemeli, elektrik tellerinin ağaç dallarına temasının lüzumsuz yere elektrik kaybına neden olduğu daima göz önüne alınmalıdır. Çatıya temas ederek yangına neden olabilecek kablolar tespit edilerek uygun şekilde değiştirilmelidir.

7- Elektrikle ilgili tasarruf yazıları büyük puntolar halinde personelin devamlı olarak bulunduğu yerlerde herkesin dikkatini çekecek şekilde asılmalı, her fırsatta tasarrufun önemi personele açıklanarak tasarruf bilinci yaratılmalıdır.

8- İşletme ve kurumlarda, üç fazlı akım kullanılan yerlerde reaktif güce ödeme yapılmaması için kompanzasyon sisteminin yapılması sağlanmalıdır.

9- Elektrik tasarrufu nedeniyle emniyet zaafa uğratılmamalı, EMNİYET’in EN BÜYÜK TASARRUF TEDBİRLERİ OLDUĞU HİÇBİR ZAMAN UNUTULMAMALIDIR.

10- Zorunlu olmadıkça elektrik enerjisi ısıtma ve mutfakta kullanılmamalıdır.

11- Dış aydınlatmanın otomatik kontrolü için zaman saatli ve fotosel kontrollü açma-kapama tertibatı kullanılmalı, Doğal ışığın o anki durumuna göre dahili aydınlatmayı kontrol etmek için fotoselli kontrol tertibatının kullanılabilirliği araştırılmalıdır.

12- Dış çevre aydınlatmada cıva buharlı ampullerin yerine 2 kat fazla ışık veren ve % 60 elektrik tüketimi az olan sodyum buharlı ampuller kullanılmalıdır.

13- Aydınlatma tesisatının yılda en az 2 defa bakımı yapılmalıdır.

14- Lamba seçimleri en yüksek lümen/watt oranına göre yapılmalıdır. Değiştirme durumunda en doğru lamba tiplerinin kullanılması sağlanmalıdır.

15- Akkor telli lambaların yerine, tükettiği enerjisi düşük, ışık verimi yüksek ve % 80 enerji tasarrufu sağlayan kompakt flüoresan lambalar kullanılmalıdır.

16- Odadan veya ortamdan ayrılırken lambalar kapatılmalıdır.

17- Doğal aydınlatmanın kullanımı daha iyi olup, ortam doğal aydınlık avantajını daha iyi kullanacak şekilde düzenlenmesi halinde elektrik faturalarında gerçek bir azalma sağlanabilir. Bu nedenle hassas işler, gün ışığının yeterli olduğu pencere önlerinde yapılmalıdır.

18- Lambaların ve armatürlerin tozu alınmalıdır. Tozlanan armatür ışığın % 50’sini yayar, % 50’sini yutar. Bunları temiz tutmakla daha fazla enerji harcamadan aydınlatma seviyesi artırılır. Bu nedenle lamba ve armatür temizliği sık sık yapılmalıdır.

19- Yerler, duvarlar ve tavan için renkli ışıklar kullanılabilir. Daha büyük yansıma değeri, mevcut aydınlatmanın daha fazlasını sağlar. Tavan ve duvarların rengi, aydınlatma verimliliğini etkilediği için, ışığı daha iyi yansıtması bakımından bu yüzeyler açık renkli boya ile boyanmalıdır.

20- Temizleme periyotları sırasında aydınlatma seviyelerinin azaltılmasını sağlayacak bir anahtarlama metodu sağlanmalı ve alternatif olarak temizlik personeli sadece temizlemekte olduğu bölgede aydınlatma yapılması gereğinin bilincinde olmalıdır.

21- Elektrik sayaçları ve kompanzasyon sistemi sürekli faal tutulmalıdır.

22- Aydınlatma sistemleri, emniyet ve güvenlik ihtiyaçları dışında, sadece insanların bulundukları yerlerde kullanılmalıdır.

23- Lambaların değiştirilmesi yeterli ve ehliyetli personel tarafından yapılmalıdır.

24- Toplantı salonu, yemekhane ve sinema gibi yerlerde yakılacak lambalar asgari tutulmalı, kullanılmayan yerlerde söndürülmelidir. Bu yerlerde bilhassa uzun süreli aydınlatmanın gerekli olduğu koridor v.s. gibi bölgelerde kısmi aydınlatma ile mutlaka enerji tasarruflu kompakt fluoresan lamba kullanılmalıdır.

25- İşletme ve kurumlarda yedekgüç kaynağı (jeneratör) zorunlu hallerde devreye sokulmalıdır.

26- Kurumlarda görevli personele gereksiz aydınlatmayı söndürmesi bilinci kazandırılmalıdır.

27- İç mekan kullanımı için tasarlanan lambalar dış aydınlatmada kullanılmamalıdır. Örneğin soğuk su ile temas etmesi durumunda ince camlı lamba kırılacağından harici aydınlatma için tavsiye edilmez.

28- Spesifik yerleri (sahne v.s.) aydınlatmak için düşük voltajlı halojen lambalar ile uzun ömürlü ve verimi yüksek enerji tasarruflu lambalar kullanılmalıdır.

29- Aydınlatma sistemlerinde (panolarda ışık ve priz sortilerde) uygun otomatik sigorta veya v-otomat sigorta, ana dağıtım panolarında ise kompakt şalterler kullanılmalıdır.

30- Aydınlatmada renk uyumu ve aydınlık seviyesini karşılayacak en etkin lamba kullanılmalıdır. Yeni tasarımlanmış bir aydınlatma tesisatı gözden geçirilirken ilk yapılacak iş lamba türüne bakmaktır. Eğer kullanılan lambanın etkinlik faktörü düşük ise, enerji israfını önlemek için daha verimli lamba seçilmelidir.

31- Lambaların yaydığı ışığı verimli bir şekilde kullanarak enerji tasarrufu yapmak için ışığın aydınlatılan yüzeylere etkin ve amacına uygun ulaştırılmasını sağlayacak armatür seçilmelidir.

32- Lambaların ekonomik ömürlerinin dolması halinde elektriksel enerji girişi aynı kaldığı halde, ışık kapasitesinin sadece bir kısmını yayacakları için verimlilikleri azalacaktır. Enerji tasarrufu sağlamak için ekonomik ömürleri dolan lambalar yenileri ile değiştirilmelidir.

33- Fluoresan lamba kullanımında endüktif balastlı fluoresan lamba yerine enerji tüketimi daha az elektronik balastlı fluoresan lamba kullanılmalıdır.

34- İşletme ve kurumlarda bireysel olarak elektrik ocağı, elektrik sobası ve elektrikli ısıtma cihazları kullanılmamalıdır.

35- Elektrik faturaları zamanında ödenmelidir.

36- Elektrik enerjisi tasarrufuna ilişkin tedbirler sürekli olarak alınmalı, takip edilmeli ve denetlemelerde aranmalıdır.

Ocak, Fırın ve Yemek Pişiricilerinde Tasarruf

1- Yemek pişirirken düdüklü tencere kullanın. Bu yolla hem enerji tasarrufu sağlayacak hem de yiyeceklerinizin besin değerini korumuş olacaksınız.

2- Yemeklerinizi ocakta pişirmeyi tercih edin. Ocaklarda yemek pişirmek, fırında yemek pişirmekten daha ekonomiktir.

3- Tencerede pişirdiğiniz yiyecekler kaynama sıcaklığına ulaştığında, ocağın alev ayar düğmesini en kısık pozisyona getirin, yüksek ateşte kaynama yiyeceğin pişmesini hızlandırmaz.

4- Pişirme işlerinde alt kısmı düz olan tencere ve tava kullanın. Bu, ısınma süresini kısaltır.

5- Büyük bir ateşin üstüne küçük kap koymayın. Aksi durumda enerji kaybına neden olursunuz. Ayrıca kabın altının temiz olmasına dikkat edin.

6- Yiyeceklerinizi ağzı açık kaplarda pişirmeyin. Kapalı kaplar içinde yemek daha çabuk pişer, dolayısıyla daha az enerji harcanmış olur. Kapaksız kapla yemek pişirirken 3 kat daha fazla enerji tüketirsiniz.

7- Fırında, bir yerine birden fazla yemek pişirmeye çalışın. Düşük sıcaklıkta pişeni diğerlerinden önce çıkarıp, fırının sıcaklığını düşürüp, yükseltmeden daha az enerji harcayın.

8- Fırınınızda gerekli olmadığı durumlarda ön ısıtma yapmayın. Ön ısıtma yapmanız gerekiyorsa 10 dakikayı geçirmeyin.

9- Mikrodalga fırınlar da pişirme ve ısıtma süreleri çok kısadır (pişirme 10-15 dakika, ısıtma 2-3 dakika). Klasik fırına göre yaklaşık yüzde 50-60 daha az enerji tüketerek önemli ölçüde enerji tasarrufu sağlarlar.

10- Yiyecekleri küçük parçalara bölerek pişirin veya ısıtın. Bu, pişirme sürenizi kısaltacaktır.

11- Yemekleri pişirirken çok fazla su kullanmayın. Yemeğin üstünü kaplayacak kadar su yeterlidir. Fazla miktarda su kullanmanız daha fazla enerji harcamanıza neden olur.

12 - Donmuş bir yiyeceği fırında pişirmeden önce çözülmesini sağlayın.

13 - Tüketeceğiniz miktarda yemek pişirin. Alım gücü düşüyor, gelir dağılımı bozuluyor.

Saç Kurutma Makinesinde Tasarruf

1- Saçlarınızı havlu ile iyice kuruladıktan sonra saç kurutma makinesi kullanın. Böylece daha az enerji harcarsınız.

2- Unutmayın, saç kurutma makinesinin10 dakika çalışması 60 watt'lık bir lambanın 3 saat yanmasına eşdeğer elektrik tüketir.

Ütülerde Tasarruf

1- Ütü alırken kurutucu gücü düşük, buhar kapasitesi yüksek olanları seçmek daha az enerji tüketmenizi sağlayacaktır.

2- Ütü yapmadan önce çamaşırlarınızı düzgün şekilde askıya asın. Bu çamaşırlarınızı ütülerken daha az enerji harcamanızı sağlar.

3- Çamaşırların nemli olarak ütüleyin, buhar ve termostatlı ütülerin kullanılması enerji tasarrufu açısından önemlidir.

4- Ütüleme işinin bitimine yakın ütüyü prizden çekin ve son parçayı ütünün içinde kalan ısıyla bitirin.

5- Ütüleme işini, ütüyü yeniden ısıtmak gerekmeyecek şekilde yapmayı planlayın.

Buzdolabı ve Derin Dondurucularda Tasarruf

1- Dolabınızı, soba, radyatör, bulaşık makinesi ve ocak gibi ısıtıcı kaynaklardan uzak yerlere yerleştirin böylece enerji tüketiminizi yüzde 10-15 oranında azaltabilirsiniz.

2- Buzdolabının sıcaklığını +5 derecede, derin dondurucunun sıcaklığının ise -18 derecede tutmak gereklidir çünkü daha düşük sıcaklık enerji israfıdır.

3- Yemeklerinizi dolaba koymadan önce oda sıcaklığında soğutun. Buzdolabının kapılarının hava sızdırmaz olmasına dikkat edin. Sızdırmazlık kontrolü için beyaz temiz bir kâğıdı, kapı contası ile dolap kabinesi arasına koyun ve kapatın. Eğer kâğıt çok kolayca çekilebiliyorsa, buzdolabınız veya derin dondurucunuz hava alıyor demektir.

4- Derin dondurucuda buz kalınlığının 7 milimetreden fazla olmasına müsaade etmeyin. Dolabın altında veya arkasında bulunan bobinleri yılda iki defa temizleyin. Temizlemediğiniz zaman, yüzde 25 daha az fazla enerji tüketerek ancak uygun sıcaklığı elde edebilirsiniz.

5- Buzdolabını evinizin en sıcak yerine koyarsanız toplam enerji tüketiminiz yüzde 25 artar. Derin dondurucudan alacağınız bir kase buz parçasını dolabınızın ortasına koyun. Böylece 3-4 gün süre ile yüzde 5 daha az enerji harcarsınız.

6- Buzluktan çıkardığınız yiyeceği dolapta eritin, bu durum dolabınızın daha az enerji harcamasını sağlar.

Çamaşır Makinelerinde Tasarruf

1-Çamaşır makinelerini tam doluyken çalıştırın.



2- Çamaşırları yıkarken sıcak su yerine ılık su kullanın. Elektrik enerjisinin yüzde 90'ı suyu ısıtmada harcanır. 30-40 derece su sıcaklığı, çamaşır için en uygun sıcaklıktır.



3- Çamaşırlar için doğru programı seçin. Çamaşırları aşırı kurutmayın. Fazla harcanan enerjinin yanında aşırı kurutma elbiseyi tüylendirir ve yıpratır.



4- Aşırı köpüren deterjan kullanmayın. Az veya fazla miktarda deterjan kullanımı verimsiz temizleme demektir.



5- Her yıkamadan sonra kurutucudaki filtreyi temizleyin.



6- Soğuk suda temizleme yapan deterjanlar kullanın.

Bulaşık Makinelerinde Tasarruf

1- Bulaşıkları, bulaşık makinesine koymadan önce soğuk suda çalkalayın.

2 -Makineyi yarı dolu veya aşırı dolu şekilde kesinlikle çalıştırmayın.

3-Yaz aylarında ısıyı ve nemi azaltmak için sabah veya akşam saatlerinde yıkama yapın.

4-Bulaşıklar için maksimum 60 derece su sıcaklığı yeterlidir.

5- Makine çalışırken mümkünse banyo ve mutfakta aşırı su kullanmayın.

Evde Tasarruf Yöntemleri

Zaman Ekonomi Zamanı Olduğuna Göre Her Şeyde Olduğu Gibi Ev İşlerinde de Dikkatli Olmalı ve Tasarruf Yapmanın Püf Noktalarını Göz Önünde Tutmalısınız.

Zaman ekonomi zamanı olduğuna göre her şeyde olduğu gibi ev işlerinde de dikkatli olmalı ve tasarruf yapmanın püf noktalarını göz önünde tutmalısınız.
Geçim zorlukları nedeniyle özel ihtiyaçlarınızdan kısıyor olabilirsiniz fakat bunun yeterli olmadığını düşünüyorsanız ev işlerinde de tasarruf yapmanın yollarını bilmelisiniz. Böylece hem aile bütçesine katkıda bulunur hem de para biriktirme şansı yakalayabilirsiniz.